Yazar arşivleri: Mehmet ŞELECİ

Büyüme Politikaları ve Ekonomik Kalkınmayı Desteklemek

Günümüz dünyasında, ekonomik büyüme ulusların ve toplumların refah seviyelerini belirleyen en önemli faktörlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu büyümeyi sağlamak için uygulanan büyüme politikaları, ülkelerin ekonomik kalkınma süreçlerine doğrudan etki etmektedir. Ancak bu politikaların etkinliğini sağlamak ve sürdürülebilir hale getirmek için pek çok dinamik göz önünde bulundurulmalıdır.

Finansal Sistemlerin Ekonomi Üzerindeki Rolü

Ekonomik büyümenin temellerini sağlamlaştırmak için dikkat edilmesi gereken en önemli faktörlerden biri finans sistemleridir. Modern ekonomilerde finansal sistemlerin etkinliği, sermaye akışını hızlandırarak yatırım ve büyüme olanaklarını genişletir. Yatırımcılar için getiri beklentileri, risk yönetimi ve likidite gibi unsurlar finansal kararların temel taşlarını oluşturur. Özellikle borsa, döviz ve kripto para piyasaları gibi dinamik yapılar, yatırımcıların ilgi gösterdiği finansal araçlar arasında öne çıkmaktadır.

Maliye ve Para Politikalarının Ekonomik İstikrar Üzerindeki Etkileri

Bir ülkenin ekonomik istikrarını sağlamada maliye politikası ve para politikası kritik öneme sahiptir. Bu politikalar, ekonomik dalgalanmaları minimize etmek, enflasyon ve deflasyon gibi olumsuz etkileri kontrol altına almak için kullanılır. Merkez bankası tarafından yürütülen para politikaları, faiz oranları, devalüasyon ve revalüasyon gibi araçlarla piyasaların dengeye oturmasını hedefler. Diğer yandan maliye politikaları, devletin bütçe açığı ve kamu harcamaları gibi kalemlerinde esneklik sağlayarak ekonomik aktivitelerin canlanmasına yardımcı olur.

Döviz Kurları ve Uluslararası Ticaret

Uluslararası ticaret ve döviz kurları, ekonomik büyümeyi doğrudan etkileyen diğer faktörler arasında yer alır. Döviz kurlarında meydana gelen dalgalanmalar, ülkelerin ihracat ve ithalat dengelerini bozabilir. Bu nedenle güçlü bir döviz politikası geliştirilmesi, uluslararası ticaretin sürdürülebilirliğini artırır. Bu bağlamda, döviz piyasasındaki dalgalanmalar forex ve parite gibi kavramların önemini artırmaktadır. Özellikle kaldıraç sistemi, yatırımcılara daha yüksek kazanç imkanları sunarken aynı zamanda risk faktörünü de beraberinde getirmektedir.

Borsa ve Yatırım Araçlarının Ekonomik Büyümeye Katkısı

Borsa, yatırımcılar için vazgeçilmez bir platform olarak bilinir. Burada alım-satım işlemleri gerçekleştirilirken, hisse senedi ve endeks gibi araçlar ekonomik anlamda ciddi getiriler sağlayabilir. Halka arz ve temettü gibi kavramlar, yatırımcıların dikkatle takip ettiği olaylar arasında yer alır. Gezginlerin farklı bölgelerdeki kültürel ve tarihi değerleri keşfetmesi, borsa ve yatırım araçları gibi ekonomik süreçlerin parçaları olarak kabul edilebilir. Yatırımcılar, portföy yönetimi konusunda uzmanlaşmış aracı kurumlar sayesinde daha bilinçli kararlar alabilirler. Bu sayede piyasa değeri artar ve ekonomik büyüme hız kazanır.

Teknik ve Temel Analiz Yöntemleri ile Risk Yönetimi

Yatırım stratejileri geliştirirken teknik analiz ve temel analiz yöntemleri yatırımcılar için oldukça önemlidir. Bu analizler, piyasa trendlerini ve formasyonlarını belirlemeyi amaçlar. Özellikle göstergeler ve indikatörler kullanılarak gerçekleştirilen analizler, yatırımcıların daha bilinçli kararlar almasını sağlar. Yatırımlarını artırmak isteyenler için lot, spread, pip ve swap gibi kavramlar da önemlidir. Bu tür bilgilerin yanı sıra scalping ve marjin gibi yatırım stratejileri, yatırımcıların risk yönetimini daha etkin bir şekilde gerçekleştirmesine yardımcı olur.

Emtia Piyasalarının Ekonomiye Etkisi

Altın, gümüş ve petrol gibi emtialar, yatırımcıların en çok ilgi gösterdiği varlıklar arasında bulunur. Bu tür emtialar, ekonomik belirsizlik dönemlerinde güvenli liman olarak kabul edilir ve yatırımcılarına koruma sağlar. Özellikle altın, geleneksel anlamda en çok talep gören emtia olarak bilinir ve finansal piyasalarda önemli bir yere sahiptir.

Ekonomik kalkınmayı desteklemek adına geliştirilen büyüme politikaları, ülkelerin yatırımcı çekme kapasitesini artırmak için etkili birer araçtır. Finansal piyasalarda etkin bir şekilde yer almak isteyen birey ve kurumlar için strateji geliştirmek, doğru yatırım araçlarını seçmek ve analizlerle desteklemek büyük önem taşır. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, ekonomik büyümenin sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasıdır.

Kripto Para ile Portföy Çeşitlendirme Nasıl Yapılır?

Günümüzde finans dünyasında yatırım yapmak isteyen birçok kişi, geleneksel yatırım araçlarına ek olarak kripto para birimlerini de dikkate alıyor. Bunun nedeni, kripto paraların sunduğu yüksek getiri potansiyelidir. Ancak yüksek getiri ile birlikte gelen yüksek risk faktörünü de göz ardı etmemek gerekiyor. Kripto para ile portföy çeşitlendirmek, riskin dağıtılması ve getirinin maksimize edilmesi açısından stratejik bir yaklaşımdır. Bu makalede kripto paraların portföy çeşitlendirmedeki rolünü ve nasıl etkili bir şekilde kullanılabileceğini inceleyeceğiz.

Kripto Paraların Finansal Piyasadaki Yeri

Kripto paralar, geleneksel yatırım araçlarından farklı olarak dijital ve merkezi olmayan bir yapıya sahiptir. Bu durum, onları geleneksel ekonomilerin etkilerinden nispeten bağımsız kılmaktadır. Örneğin, döviz piyasaları gibi kripto para piyasaları da likidite özelliğine sahiptir, ancak kripto paralar çok daha yüksek volatiliteye sahiptir. Bu volatilite, yatırımcıların hem risklerini hem de potansiyel getirilerini artırır. Kripto paraların likidite seviyesi, bir yatırımcı için önemli bir faktördür; hızlı alım-satım işlemlerine olanak tanır ve piyasa hareketlerinden hızlı şekilde faydalanmayı sağlar.

Ekonomik Etmenler ve Kripto Paralar

Kripto paralar, geleneksel ekonomik etmenlerden de etkilenir. Örneğin, enflasyon ve deflasyon gibi ekonomik durumlar kripto para değerlerinde dalgalanmalara yol açabilir. Ayrıca, ülkelerin uyguladığı maliye politikası ve para politikası da dolaylı yollardan kripto para piyasalarını etkiler. Merkez bankalarının faiz kararları, döviz kurlarında dalgalanmalara neden olabilir ve bu da kripto paralara olan ilgiyi artırabilir. Ekonomik belirsizlik dönemlerinde yatırımcılar, geleneksel para birimlerinden uzaklaşarak alternatif yatırım araçları ararlar ve bu noktada kripto paralar cazip hale gelir.

Portföy Çeşitlendirmesinde Kripto Paraların Rolü

Yatırım portföyünüzü çeşitlendirerek riskinizi azaltabilir ve getiri potansiyelinizi artırabilirsiniz. Kripto paralar, yüksek getiri potansiyelleri sayesinde yatırım portföylerinde değerli bir yer tutar. Ancak tamamen kripto paralara yönelik bir yatırım yapmak yerine, diğer yatırım araçlarıyla birlikte dengeli bir portföy oluşturulması önerilir. Kripto paraların yanı sıra hisse senedi, tahvil, altın gibi geleneksel yatırım araçları da portföyde yer almalıdır. Böylece, kripto paralardaki dalgalanmalar, diğer yatırım araçları ile dengelenebilir.

Kripto Para Yatırımlarında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kripto para yatırımlarında dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan biri risk yönetimidir. Yüksek volatilite, yatırımcı psikolojisi üzerinde baskı yaratabilir, bu yüzden risk yönetimi stratejileri geliştirilmelidir. Teknik analiz ve temel analiz yöntemleri kullanılarak, piyasa hareketleri daha iyi tahmin edilebilir ve bu da yatırım kararlarını olumlu yönde etkileyebilir. Ayrıca, yatırım yapmadan önce detaylı analiz ve strateji belirlenmelidir.

Sonuç olarak, kripto paralarla portföy çeşitlendirmesi yaparken dikkatli olunmalı, piyasa koşulları ve ekonomik etmenler iyi değerlendirilmeli, risk yönetimi stratejileri geliştirilmelidir. Kripto paralar, doğru bir strateji ile portföyde yer aldığında, yüksek getiri potansiyelini en iyi şekilde değerlendirme imkanı sunar.

LED Ekran Teknolojilerinde Yaşanan Devrimsel Gelişmeler

LED ekran teknolojileri, son yıllarda yaşanan hızlı gelişmelerle birlikte iş dünyasının vazgeçilmez unsurları haline gelmiştir. Geleneksel reklam panolarından günümüzün akıllı LED ekranlarına kadar uzanan bu teknolojik evrim, markaların müşterileriyle iletişim kurma biçimlerini kökten değiştirmiştir. Modern LED ekranlar, yüksek parlaklık değerleri, geniş renk gamutu ve üstün görüntü kalitesi ile dikkat çekmektedir.

Açık hava LED ekran sistemleri, zorlu çevre koşullarına dayanıklılığı ile öne çıkmaktadır. IP65 ve üzeri koruma sınıfları sayesinde, yağmur, kar, toz ve nem gibi çevresel faktörlere karşı yüksek direnç gösterir. Yüksek parlaklık değerleri (5000-10000 nits) ile doğrudan güneş ışığı altında bile mükemmel görüntü kalitesi sunar. Bu özellikler sayesinde, stadyumlar, alışveriş merkezleri, havaalanları ve şehir meydanları gibi açık alanlarda etkin bir şekilde kullanılabilir.

İç mekan LED ekran uygulamaları ise daha narin piksel aralıkları ile karakterize edilir. P1.2, P1.5, P2.5 gibi küçük piksel aralıkları sayesinde yakın mesafeden izlendiğinde bile kristal netliğinde görüntüler elde edilir. Bu teknoloji, özellikle kontrol odaları, toplantı salonları, televizyon stüdyoları ve lüks perakende mağazalarında tercih edilmektedir.

Esnek LED ekran teknolojisi, yaratıcı uygulamalara olanak tanıyan yenilikçi bir çözümdür. Kavisli yüzeylere uygulanabilen bu ekranlar, mimari entegrasyonu mümkün kılar ve geleneksel düz ekranların sınırlarını aşar. Şeffaf LED ekranlar ise arkalarındaki nesnelerin görünmesine izin vererek, vitrin ve cam cephe uygulamalarında devrim yaratmıştır. Bu teknoloji, mağaza vitrinlerinde ürün sergileme ile dijital reklam gösterimini aynı anda mümkün kılmaktadır.

Enerji verimliliği konusunda da önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Modern LED teknolojileri, geleneksel ekranlara göre yüzde elli oranında enerji tasarrufu sağlamaktadır. Akıllı şehir uygulamalarında kullanılan LED ekranlar, çevresel sensörlerle entegre edilerek enerji tüketimini optimize etmektedir. Ayrıca, LED ekranların uzun ömürlü olması ve düşük bakım gereksinimleri, toplam sahip olma maliyetini önemli ölçüde azaltmaktadır. Geleceğe yönelik tahminler, LED ekran teknolojisinin daha da gelişerek, daha yüksek çözünürlük, daha düşük enerji tüketimi ve daha esnek uygulama imkanları sunacağını göstermektedir.

Merart Stone ile Mekânlarınıza Doğallığın Estetiğini Taşıyın

Mimari tasarımlarda estetikle doğallığın birleştiği noktada kültür tuğlası, kültür taşı ve kültür taşı kaplama çözümleri ön plana çıkıyor. Merart Stone, bu alandaki yüksek kalite standartları ve şık tasarımları ile dekoratif taş pazarında lider markalardan biri olmayı başarmış köklü bir firmadır.

Yalnızca bir kaplama malzemesi değil, aynı zamanda tasarımın temel bir unsuru haline gelen bu ürünler sayesinde, hem yaşam alanlarınızı hem de ticari mekânlarınızı sıra dışı bir şıklıkla buluşturabilirsiniz.

Merart Stone: Kalite, Güven ve Estetik

Merart Stone, yıllara dayanan deneyimi ve estetik anlayışıyla Türkiye’nin önde gelen kültür taşı ve kültür tuğlası üreticilerindendir. Firma; dayanıklı, çevre dostu ve uygulaması kolay ürünleriyle, dekoratif taş çözümlerinde sektöre yön veren markalar arasında yer alıyor.

Müşteri memnuniyetini ön planda tutan yaklaşımı, zengin ürün yelpazesi ve her projeye özel sunduğu çözümler ile Merart Stone, yaşam alanlarında kalıcı güzellikler yaratmak isteyenlerin ilk tercihi oluyor.

Kültür Tuğlası ile Zamansız Tasarımlar

Kültür tuğlası, doğal tuğla dokusunu birebir yansıtan, hafif ve estetik kaplama malzemeleridir. İç ve dış cephelerde rahatlıkla kullanılabilen bu ürünler, mekânlara sıcak ve samimi bir hava katar. Özellikle loft, endüstriyel ve rustik dekorasyon tarzlarında büyük rol oynayan kültür tuğlaları, Merart Stone’un ustalığıyla şekilleniyor.

Şömine çevrelerinden mutfak duvarlarına, dış cephe uygulamalarından kafe tasarımlarına kadar geniş bir kullanım alanına sahip olan kültür tuğlası; Merart Stone’un detaylı üretim süreci sayesinde hem doğal görünür hem de uzun ömürlüdür.

Kültür Taşı ile Doğanın Huzurunu Yakalayın

Kültür taşı, gerçek doğal taşın görünümünü ve dokusunu taşıyan, ancak doğal taşa göre daha hafif ve ekonomik olan özel üretim taşlardır. Merart Stone, kültür taşı üretiminde doğanın izlerini takip eder; kaya yüzeylerinden ilham alarak özgün ve gerçekçi desenler ortaya koyar.

Bahçe duvarlarından villa cephelerine, iç mekânlarda televizyon ünitesi arkalarından merdiven boşluklarına kadar her alanda kullanılan kültür taşları, ortamın ruhunu tamamen değiştirebilir. Merart Stone’un geniş renk ve doku seçeneği sayesinde, klasik ya da modern her tarzda uygulama yapmak mümkündür.

Kültür Taşı Kaplama ile Profesyonel Görünüm

Kültür taşı kaplama, duvar yüzeylerini sıradanlıktan kurtararak mekânlara değer katmak isteyenler için ideal bir tercihtir. Merart Stone’un kültür taşı kaplama çözümleri, sadece estetik değil; aynı zamanda uygulama kolaylığı, düşük bakım gereksinimi ve dayanıklılığı ile de öne çıkar.

Kaplama işlemleri sırasında kesme, yapıştırma ve montaj kolaylığı sağlayan bu ürünler, ustalar ve iç mimarlar tarafından sıklıkla tercih edilir. Duvarlarınızda hem doğal bir görünüm hem de şık bir dokunuş yaratmak istiyorsanız, Merart Stone’un kültür taşı kaplama koleksiyonunu mutlaka incelemelisiniz.

Neden Merart Stone?

Geniş Ürün Yelpazesi: Farklı doku, renk ve desenlerde kültür taşı ve tuğla modelleri
 ✅ Üstün Kalite: Dayanıklı, hafif ve çevre dostu malzeme kullanımı
 ✅ Estetik Çözümler: Her tarz dekorasyona uyumlu tasarımlar
 ✅ Profesyonel Hizmet: Projelere özel danışmanlık ve destek
 ✅ Hızlı ve Güvenilir Tedarik: Zamanında üretim ve teslimat garantisi

Doğallığın Estetikle Buluştuğu Nokta: Merart Stone

Kültür tuğlası, kültür taşı ve kültür taşı kaplama çözümleriyle dekoratif taş sektörüne kalite ve şıklık katan Merart Stone, iç ve dış mekânlarınıza bambaşka bir hava katmak için sizleri bekliyor.

Eğer siz de yaşam alanlarınızda özgünlük, doğallık ve estetiği bir arada görmek istiyorsanız, Merart Stone’un ürün koleksiyonlarını keşfetmeden karar vermeyin. Projelerinizde güvenilir, kaliteli ve estetik çözümler arıyorsanız doğru adrestesiniz.

Merkez Bankası Kararları Yatırımlarınızı Nasıl Etkiler?

Merkez bankaları, ülkelerin finansal sistemlerinde önemli bir rol oynar. Onların aldığı kararlar, sadece makroekonomik göstergeler üzerinde değil, bireysel yatırım kararları üzerinde de etkili olabilir. Para politikası araçları, faiz oranları ve döviz kurları gibi unsurlar üzerinden ekonominin genel gidişatını belirleyebilir. Bu sebeple, merkez bankası kararları, yatırımcılar için büyük bir önem taşır. Özellikle uzun vadeli yatırım stratejileri geliştirenler için merkezi bankaların tutumu gözden kaçırılmamalıdır.

Merkez Bankasının Faiz Kararları ve Yatırımlar

Faiz oranları, bir ekonomideki likidite miktarını ve dolayısıyla da yatırımcıların kararlarını büyük ölçüde etkiler. Merkez bankası faiz oranlarını artırdığında, borçlanma maliyetleri yükselir, bu da tüketim ve yatırımı azaltabilir. Özellikle döviz ve borsa gibi piyasalar üzerindeki etkisi göz ardı edilemez. Yatırımcılar, faiz oranlarının düşük olduğu dönemlerde daha fazla risk alarak borsaya yönelebilir. Ancak yüksek faiz dönemlerinde daha temkinli davranmak ve daha az riskli varlıklara yönelmek yaygın bir stratejidir.

Enflasyon ve Para Politikaları

Enflasyon, merkez bankalarının dikkatle izlediği bir diğer kritik ekonomik göstergedir. Enflasyonun kontrol altında tutulması, ekonominin sağlıklı bir şekilde büyümesi için önemlidir. Merkez bankası, para politikasını sıkılaştırarak enflasyonu kontrol altına almayı hedefler. Enflasyonun yükselmesine karşılık olarak faiz oranları artırıldığında, sermaye piyasalarında dalgalanmalar yaşanabilir. Bu tür dönemlerde, sabit gelirli menkul kıymetler ve diğer düşük riskli varlıklar daha cazip hale gelir.

Merkez Bankası Kararlarının Döviz Piyasalarına Etkisi

Döviz piyasaları, merkez bankasının para politikası kararlarına oldukça duyarlı bir yapıdadır. Faiz oranlarındaki değişiklikler, döviz kurlarını doğrudan etkiler. Faiz oranlarının artırılması, ülke para biriminin değer kazanmasına neden olabilir. Bu, döviz yatırımcıları için önemli bir faktördür. Öte yandan, faiz oranlarının düşürülmesi, devalüasyon gibi sonuçlar doğurabilir ve yatırımcılar bu tür ekonomik gelişmeleri yakından izlemelidir.

Ekonomik Büyüme ve Yatırım Stratejileri

Merkez bankalarının amaçlarından biri de ekonomik büyümeyi desteklemektir. Sağlıklı bir ekonomik büyüme ortamı, yatırımcılar için daha fazla fırsat anlamına gelir. Ekonomik büyümenin gösterdiği dalgalanmalar, yatırımcıların portföy stratejilerini şekillendirmede önemli rol oynar. Ekonomik büyümenin hızlandırılması için alınan kararlar, borsa endeksi üzerinde olumlu etkiler yaratabilir. Bu ortamda, hisse senedi gibi daha yüksek getiri potansiyeli sunan yatırımlar tercih edilirken, volatilite artışlarına karşı dikkatli olunmalıdır.

Merkez bankalarının kararları, yatırımcıların portföy stratejilerini oluştururken kritik bir unsurdur. Yatırımcılar, merkez bankası politikalarını ve bunların piyasa üzerindeki etkilerini anlamak için temel analiz ve teknik analiz yöntemlerini kullanabilir. Özellikle, faiz değişikliklerinin ve enflasyon verilerinin piyasa üzerindeki etkileri dikkate alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki, finans piyasaları, merkez bankasının attığı adımlara oldukça hızlı bir şekilde tepki verebilir. Bu nedenle, yatırımcıların piyasa dinamiklerini sürekli olarak takip etmeleri ve yatırım kararlarını bu bilgiler ışığında değerlendirmeleri gerekmektedir.

Kaynak: Forex

Kırkpınar heyecanı!


Olgay GÜLER
UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası listesindeki Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin 664’üncüsü Edirne Sarayiçi Er Meydanı’nda bugün başlayacak. Başpehlivanlık güreşlerinde 40 pehlivanın güreşmeye hak kazandığı tarihi organizasyona katılacak pehlivanların kayıt işlemi dün Mimar Sinan Spor Salonu’nda gerçekleştirildi.

664’ncü Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin başlaması dolayısıyla bugün saat 10.00’da 664. Kırkpınar Ağası Ufuk Özünlü Selimiye Meydanı önünde karşılanacak.

Ardından kortej yürüyüşüyle birlikte Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu yapılacak, Pehlivanlar Mezarlığı ziyaret edilecek ve Eski Cami’de mevlit okutulacak.

GÜREŞLER SAAT 14.00’TE BAŞLAYACAK

Saat 14.00’te güreşler başlayacak. Saat 18.30’da ise Sarayiçi Er Meydanı’nda resmi açılış töreni düzenlenecek.

Saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Kırkpınar Marşı’nın okunmasıyla başlayacak olan törende, 2024 yılı Başpehlivanı Yusuf Can Zeybek tarafından göndere bayrak çekilecek, ardından güreşlerin açılış konuşmaları gerçekleştirilecek.

Törenin sonunda Sarayiçi Er Meydanı’nda tüm pehlivanların katıldığı resmi geçit töreni yapılacak.
Tarihi güreşlerde geçen yıl başlayan lig usulü sistemle Kırkpınar’a katılmaya hak kazanan 826 pehlivan, dün sabah saat 10.00 itibarıyla Mimar Sinan Spor Salonu’nda kurulan masalarda fiziksel muayenelerini olup, kayıtlarını yaptırdı.

762 PEHLİVAN KAYIT YAPTIRDI

664’üncü Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri için sabah 10.00’da başlayan kayıt işlemi, 17.00’da tamamlandı.
Buna göre Kırkpınar’da güreşmeye hak kazanan 826 pehlivandan, 762’si güreşler için kayıt yaptırdı. Boylara göre kayıt yaptıran pehlivan sayıları şu şekilde oluştu:
Minik-1: 36, Minik-2: 37, Teşvik-1: 42, Teşvik-2: 45, Tozkoparan: 63, Ayak: 67, Deste Küçük: 59, Deste Orta: 59, Deste Büyük: 63, Küçük Orta Küçük: 62: Küçük Orta Büyük: 61, Büyük Orta: 64, Başaltı: 64, Baş: 40

    Bu da karayolu katarı!


    Yaz aylarında binlerce araç Saros sahillerine yönelmeye başlayınca bir türlü istenilen düzeye ulaştırılamayan Keşan Enez karayolunun yetersizliği her geçen yıl artan trafik nedeniyle daha da yoğun hissedilmeye başlanırken, yolu yapıp kim bitirirse Enez dörtyola heykelinin dikilmesi önerildi.
    Keşan ilçesinin deneyimli gazetecileri Necdet Uybaş ve Ömer Çakıcı sosyal medya hesaplarından gerçekleştirdikleri paylaşımlarda yolun yetersizliğini bir kaz daha gözler önüne serdi.
    “BU YOL BU ARAÇ TRAFİĞİNİ TAŞIYAMAZ”
    Gazeteci Necdet Uybaş, “Bu yol bu araç trafiğini taşıyamaz” diyerek konun önemine dikkat çektiği paylaşımında şunları kaydetti:
    “Enez yolu…50 yıldan beri gazetecilik yapıyorum. Bu yolda ne canlar hayatını kaybetti. Nice ocaklar söndü. Çok büyük kazaları da gördük. Ama buna dur diyen yok. Yıllarca asfalt olmasını bekledik. Asfalt oldu. Şimdi de genişlemesini bekliyoruz. Ama çalışmalar adeta kaplumbağa hızı ile.
    Yolda bir çok karanlık nokta var. Araç birden sanki çukurdan önünüze çıkıyor. Çok basit rötuşlarla bazı yerler düzeltilebilir.
    Turizm sezonu geldi. Her gün binlerce araç Saros Körfezi’ne akıyor. Biz ise sadece bakıyoruz.
    Sürücü hatalarını da göz ardı etmeyelim. Ama artık bu yolun ivedilikle ve acilen düzeltilmesi gerekiyor.
    Bu yol bu araç trafiğini taşıyamaz. Hele de yaz aylarında…
    Ama ateş düştüğü yeri yakıyor maalesef.”
    AMBULANS NASIL GEÇECEK?
    Gazeteci Ömer Çakıcı da, “Ambulans nasıl geçecek?” başlıklı paylaşımında şunlara yer verdi:
    “Keşan – Enez Karayolu!
    Gün geçmiyor ki ölümlü, yaralamalı maddi hasarlı trafik kazaları olmasın.
    Canlar gidiyor, ocaklar sönüyor, ağıtlar yakılıyor.
    Tam 45 yıl oldu Keşan – Enez Karayolunu kullanıyorum ama yolcu arabalarıyla, ama otomobil ile. Yüzlerce ölü, yaralı kaza çektik, haber yaptık.
    Enez’den Keşan’a gelen bir ambulansın fotoğrafını Çelebi Köyü bayırından inerken çektik kaza maktullerinin cenazelerine giderken.
    Sağlı sollu araç kuyruğu görüldüğü gibi, içinde belki de dakikalarla önemli acile yetişmesi gereken bir hasta var.
    Ama ne yazık ki ambulans gitmekte zorlanıyor.
    Diyeceksiniz ki sürücü hatası yok mu? Elbette var! Ama en azından sollayacak bir şerit daha olsa..
    Yolun artık yoğunluğu taşımadığı apaçık ortada aşikar. Yaz aylarında deniz mevsimi süresince Saros Körfezi’ne giden sürücüler, bu yolda adeta akrobasi yaparak gidecekleri yere ulaşmaya çalışıyor.
    İşte son olarak Keşan – Enez yolu 30. Km.sinde 1 Temmuz sabahı 3 ölümlü trafik kazasıyla uyandık içimiz yandı.
    Enez Ziraat Odası Başkanı Mehmet Ozkan’ın biricik oğlu 28 yaşındaki Gencay ile gelini 26 yaşındaki Seray Ozkan, hayata veda etti.
    Aynı kazada Keşan Jandarması’nda görevli Balıkesirli J. Astsubay Erkan Özkan’da yaşamını yitirdi.
    Bu ne ilk, ne de son olacaktır bu gidişle. Keşke kazalar olmasa, insanlar ölmeden sevdiklerine kavuşabilse..
    Evet yıllardır siyasilerin seçimden seçime nutuk attığı bu Enez yolu, acilen yapılıp bitirilmelidir.
    Geçen yıl 15 kilometrelik ihalesi yapılıp yapımına başlanan yol, daha 5 kilometreye ulaşamamakla beraber, ne zaman biteceği belli değildir.
    Keşan – Enez Karayolu artık bir siyasi rant olma konumundan çıkmış olup, zaruri olması konumuna gelip acilen sona gelinmelidir.
    Buradan tüm siyasi ve yetkili erkana sesleniyorum;
    Kim bu yolu yapıp bitirirse, onun Enez 4 yola heykelini dikelim.
    Yeter ki canlar gitmesin, ocaklar sönmesin.”

    Keşan halkından ‘ocak’ isyanı!

    Olgay GÜLER
    Edirne’nin Keşan ilçesinde, üç mahallenin arasında kalan, yanı başında yüksekokul, lise ve yüzme havuzuyla, içme suyu kuyuları bulunan patlatmalı taş ocağına, 16 Haziran’da kapasite artışı ve alan revizyonu izni verilmesi, bölge sakinlerinin tepkisine yol açtı.
    Keşan’da uzun süredir faaliyet gösteren taş ocağının hazırladığı, üretimsel kapasite artışı ve alan revizyonu projesi, 2007’de verilen ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararına dayandırılarak 16 Haziran’da kabul edildi. Keşan’ın Yenimahalle, İzzetiye Mahallesi ve Aşağı Zaferiye Mahallesi arasında kalan, yanı başında yüksekokul, lise ve yüzme havuzuyla, içme suyu kuyuları bulunan ocağa verilen izin, bölge sakinlerinin tepkisine yol açtı. Konuyla ilgili Keşan Konseyi, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler ortak basın açıklaması yayınladı.
    ‘HAYATİ TEHDİTLE KARŞI KARŞIYAYIZ’
    Keşan Kent Konseyi Başkanı Dr Uğur Özdağlı’nun okuduğu basın açıklamasında söz konusu ocağın, bölgede hayati tehdit oluşturduğuna dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:
    “Keşan’ın kalbinde, Yenimahalle, İzzetiye Mahallesi ve Aşağı Zaferiye Mahallesi arasında; Yusuf Çapraz Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Hakkı Yörük Sağlık Meslek Lisesi, Gençlik Merkezi ve Yüzme Havuzu’nun yalnızca birkaç yüz metre uzağında, hayati bir tehditle karşı karşıyayız. Yaklaşık 20 yıl önce, 2005 yılında alınmış bir taş ocağı ruhsatı, bugün artık gerçekliğini tamamen yitirmiş, bölgenin bugünkü sosyal, çevresel ve nüfus yoğunluğuna tamamen aykırı hale gelmiştir. O tarihte ne bu yoğun yerleşim vardı, ne eğitim kurumları, ne de bu denli hassas su kaynakları. Bugün ise binlerce insan bu bölgede yaşamaktadır. Üç farklı mahalleye yayılan yüzlerce konut, çocukların oynadığı sokaklar ve okullar bu alanın tam ortasında yer alıyor. Yüzlerce öğrencisi olan üniversiteler, eğitim kurumları taş ocağının birkaç yüz metre ötesindedir. Yeni Muhacir Beldesi’nin tek içme suyu kaynağı olan kuyular, taş ocağının neredeyse yanı başındadır.
    ‘YAŞAM ALANI TEHDİT ALTINDA’
    Şirket, devraldığı bu taş ocağında “Üretimsel Kapasite Artışı ve Alan Revizyonu” yapmak üzere, 2005 ve 2007 yıllarında alınmış “ÇED Gerekli Değildir” kararlarına dayanarak tekrar faaliyete geçmek istemektedir. Ancak o kararların verildiği tarihten bu yana Keşan artık bambaşka bir yer olmuştur. O kararlara dayanak olan koşulların hiçbiri bugün mevcut değildir. Geçen hafta taş ocağı alanında kaçak patlatma yapıldı. Yeni Mahalle sakinleri büyük bir panikle evlerinden dışarı fırladı. “Deprem mi oldu?” diye sokaklara dökülen insanlar, gerçeği öğrendiklerinde hem öfkelendi hem endişelendi. Bu sadece bir patlatmaydı. Peki ya düzenli hale gelir, her hafta birkaç kez tekrarlanırsa? Bu sadece bir taş ocağı değil, bu bir yaşam alanının, bir eğitim yuvasının, bir su kaynağının ve çocuklarımızın geleceğinin tehdit altına alınmasıdır. Bu, huzurun, sağlığın ve güvenliğin sistematik olarak yok edilmesidir.
    ‘PROJE İPTAL EDİLMELİDİR’
    Keşan’ın hemen dibinde, eğitim kurumlarının ve yaşam alanlarının ortasında patlatmalı taş ocağı işletmesine, şehir içine doluşacak onlarca ağır tonajlı kamyona, gürültüye, toza, yer sarsıntılarına ve en önemlisi çocuklarımızın, yaşlılarımızın, suyumuzun ve huzurumuzun tehdit edilmesine hayır diyoruz. Bugün sessiz kalırsak, yarın çocuklarımızın yüzüne bakamayız. Bugün duyarsız olursak, yarın sağlıklı suya, temiz havaya ve huzurlu bir yaşama veda etmiş oluruz. Başta üç mahalle olmak üzere, Keşan halkı bu projeye “dur” demektedir. İtiraz dilekçeleri toplanmakta, Anayasal ve yasal tüm haklar kullanılmak üzere hazırlık yapılmaktadır. Halkın sağlığını, geleceğini ve doğasını hiçe sayan bu proje için iptal kararı verilmesi, yalnızca hukuki bir gereklilik değil, aynı zamanda vicdanı ve insani bir mecburiyettir. Bu proje, iptal edilmelidir, hemen şimdi. Çocuklarımız, suyumuz, doğamız ve geleceğimiz için.”

    Şap önergesine iktidardan ret!


    İYİ Parti Edirne Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Akalın, Türkiye’de her yıl yeniden nükseden şap hastalığı ve bu sorunun ardındaki sürdürülemez hayvancılık politikalarına dikkat çekerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kapsamlı bir araştırma önergesi sundu. Ancak önerge, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
    TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Akalın, Türkiye’nin hayvan ithalatına bağımlı ve denetimsiz yapısının artık sadece üreticiyi değil, halk sağlığını ve ulusal tarım güvenliğini de tehdit ettiğini vurguladı. Kurban Bayramı sonrası birçok ilde artan şap hastalığı vakaları nedeniyle Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hayvan pazarlarını süresiz kapatma kararını hatırlatan Akalın, “Bu karar hayvancılık ekonomisi ve halk sağlığı açısından ciddi sonuçlar doğurmuştur” dedi.
    Almanya’da 35 yıl sonra ilk kez bu yıl sınırlı bir şap vakası bildirilirken Türkiye’de onlarca ilde aynı anda salgın yaşandığını belirten Akalın, “Bu tablo, ülkemizin hastalık kontrol kapasitesinin ne kadar zayıfladığını gözler önüne sermektedir” ifadelerini kullandı.


    Araştırma önergesinde, 2018-2023 yılları arasında ithal edilen yaklaşık 3 milyon hayvanla birlikte farklı şap virüsü alt tiplerinin ülkeye taşındığına dikkat çekildi. Mevcut aşıların bu virüslere karşı etkisiz kaldığını belirten Akalın, “SAT-1 suşu şu anki aşılarda yok, hayvanlarımız savunmasız. Yeni 5’li aşı üretimine başlandı ama haftalık üretim yalnızca 1,5 milyon doz. Üstelik normalde iki doz yapılması gerekirken sadece bir doz uygulanabiliyor. Bu da korumayı zayıflatıyor” dedi.
    Veterinerlik hizmetlerinde hem personel eksikliği hem de dağınık teşkilat yapısı nedeniyle sahada etkisiz kalındığını söyleyen Akalın, “Hayvan hareketleri hâlâ dijital sistemlerle izlenemiyor. Bu çağda bu ihmalkârlık kabul edilemez” diyerek sert çıktı.
    Şap hastalığının sadece teknik bir veterinerlik meselesi olmadığını, aynı zamanda halk sağlığı, gıda güvenliği ve milli tarım politikası açısından kritik bir tehdit oluşturduğunu dile getiren Akalın, “Et ve süt ürünlerinde artan maliyet doğrudan tüketiciye zam olarak yansıyor. Yerli üretici ise hem yetersiz destekler hem de ithalat baskısıyla rekabet edemez hâlde” diye konuştu.
    Verilen önergeyle; Türkiye’deki aşılama ve karantina uygulamaları, veteriner hizmetlerinin durumu, ithalat politikalarının hayvan sağlığına etkileri ve Avrupa’daki örnek uygulamaların Türkiye’ye adaptasyonu gibi başlıkların Meclis tarafından araştırılması talep edildi.
    Ancak Prof. Dr. Akalın’ın sunduğu bu araştırma önergesi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
    Konuyla ilgili değerlendirmesinde Akalın, “Bu mesele artık sadece üreticinin değil, toplumun ve çocuklarımızın geleceğini ilgilendiren bir millî güvenlik sorunudur. Meclis bu sorumluluktan kaçamaz, ama bugün ne yazık ki kaçtı” ifadelerini kullandı.