Kategori arşivi: Siyaset

‘Şehirlerimizi ortak akılla yöneteceğiz’


Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sinan Tekin, Malatya’da düzenlenen Ortak Akıl Güçlü Şehir Çalıştayı kapsamında kentin kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları, meslek odası başkanları ve basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Sinan Tekin, “Malatya bizim için sadece bir şehir değil, Anadolu’nun ortak hafızası, üretim iradesi ve birlik ruhudur. Bugün burada şehrimizin sorunlarını ve çözüm yollarını birlikte konuştuk. Ortak aklı, adil yönetimi ve güçlü şehir vizyonunu bir kez daha hep birlikte ortaya koyduk” dedi.


Depremin yaralarını sarmanın ve şehri ayağa kaldırmanın ancak dayanışma ve akıl birliğiyle mümkün olacağını vurgulayan Tekin, “Biz Saadet Partisi olarak milletimizin aklına, alın terine, üretim gücüne güveniyoruz. Malatya’mızın yeniden ayağa kalkmasında da kalkınmasında da ortak aklı rehber edineceğiz” ifadelerini kullandı.
Sinan Tekin, açıklamasında Saadet Partisi’nin iktidara hazır olduğunun da altını çizerek, “Bu ülkenin derdini bilen, milletin içinde büyüyen kadrolarımız var. Bizim anlayışımız, şehirlerimizi masa başında değil; halkla el ele, ortak akılla yönetmektir. Şehirlerimizi de devletimizi de yönetmeye hazırız” diye konuştu.
Tekin, Malatya’daki çalıştayın verimli geçtiğini belirterek, “Şehrimiz için konuşmaya, dinlemeye, üretmeye devam edeceğiz. Bizim yolumuz adaletin yolu, ortak aklın yolu, güçlü şehirlerin yoludur.” diyerek sözlerini tamamladı.

Tekin’den ortak akıl çağrısı


Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Sinan Tekin, Kocaeli’nde düzenlenen “Ortak Akıl, Güçlü Şehir” Çalıştayı’nda şehrin geleceği için önemli mesajlar verdi.
Çalıştayda Kocaeli’nin sanayi gücünden tarım potansiyeline, ulaşımdan sosyal adalete kadar pek çok konu masaya yatırıldı. Katılımcılar sorunları dile getirdi, çözüm yolları konuşuldu.
Sinan Tekin, yaptığı açıklamada, “Kocaeli sadece bir sanayi şehri değildir. Bu şehir, umudu, emeği ve adaletiyle Türkiye’ye yön verecek güce sahiptir. Biz günü kurtarmaya değil, yarını inşa etmeye talibiz. Gayret bizden, başarı Allah’tandır” ifadelerini kullandı.


Kentsel dönüşümden konut sorununa, gençlerin istihdamından tarımsal kalkınmaya kadar her alanda somut adımlar atacaklarını belirten Tekin, halkın sadece sandıkta değil, şehir yönetiminde de söz sahibi olacağı bir düzeni inşa edeceklerini vurguladı.
Toplantıda katkı sunan, fikir üreten herkese teşekkür edilerek, ortak akıl anlayışıyla yürütülen bu çalışmaların farklı şehirlerde de devam edeceği ifade edildi.

‘Muharrem İnce’siz Memleket Partisi olmaz’

Memleket Partisi Edirne İl Başkanı Süheyl Tunçyürek, Memleket Partisi’nin kapatılması yönünde ortak bir karar alınmasına rağmen, bazı il başkanları ile PM ve MYK üyelerinin bu karara rağmen, partiyi açık tutmak adına farklı niyetlerle hareket ettiklerine dikkat çekerek, “Bu partiyi açık tutmak isteyenlerin niyetinin samimi olmadığı ve farklı siyasi hesaplar taşıdıkları da artık gün gibi ortadadır” dedi.

.Tunçyüret, Memleket Partisi’nin kapatılma kararıyla ilgili açıklamasında şunlara yer verdi:

“Biz il başkanları ve Parti Meclisi (PM) üyeleri olarak, Memleket Partisi’nin kapatılması yönünde ortak bir karar almış bulunmaktayız. Bu karar, partimizi kapatma kurultayına götürme kararırıdır ve tamamen demokratik yollarla, ortak akıl ile alınmıştır.

Ancak bazı il başkanları ile PM ve MYK üyeleri bu karara rağmen, partiyi açık tutmak adına farklı niyetlerle hareket etmektedir. Bilinmelidir ki, Sayın Muharrem İnce’siz bir Memleket Partisi sadece bir tabela partisi olmaya mahkûmdur. Bu partiyi açık tutmak isteyenlerin niyetinin samimi olmadığı ve farklı siyasi hesaplar taşıdıkları da artık gün gibi ortadadır.

Son dönemde sosyal medyada mağduriyet söylemleriyle öne çıkmaya çalışan bazı isimlerin, aslında AKP’ye dolaylı olarak zemin hazırladığı da aşikârdır. Bizim derdimiz makam, mevki ya da koltuk değil; birleşerek güç birliği yapmak, bu ülkeyi düzlüğe çıkarmak ve çocuklarımızın geleceğini güvence altına almaktır.

Hiçbir mevki ve makam talep etmeden, yalnızca ülkemizin menfaatlerini gözeterek bu kararı aldık. Ancak bazı kişiler, koltuktan vazgeçmemek adına sosyal medyada bizlere karşı linç kampanyası başlatmış, partimizin destekçilerini de bilinçli bir şekilde yanlış yönlendirmiştir. Halkımıza çağrımız; bu tür yalan ve yanıltıcı açıklamalara itibar edilmemesidir.

Bizler, Sayın Muharrem İnce’nin arkasında duranlar olarak bu ülkenin kurtuluşu için elimizden gelenin fazlasını yapmaya kararlıyız. Bu topraklara olan borcumuzu, mücadelemizle ve kararlılığımızla ödeyeceğiz. Türkiye için, gelecek nesiller için, inançla ve azimle çalışmaya devam edeceğiz.”

Tekin’den Sağkan’a ziyaret


Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Sosyal İşler Başkanı Av. Sinan Tekin, beraberindeki heyetle birlikte Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Erinç Sağkan’ı makamında ziyaret etti.
Gerçekleşen ziyarette, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, savunma hakkı ve avukatlık mesleğinin sorunları başta olmak üzere güncel hukuk gündemine dair kapsamlı değerlendirmelerde bulunuldu. Özellikle yargıdaki yapısal sorunlar, vatandaşın adalete erişimi ve avukatların karşılaştığı mesleki engeller gibi konular ele alındı.
Ziyaret sonrası konuşan Av. Sinan Tekin, “Adaletin tesisi, sadece hukukçuların değil, siyaset kurumunun da birinci önceliği olmalıdır. Bağımsız yargı, güçlü savunma ve hukukun üstünlüğü, demokratik bir toplumun vazgeçilmez temelidir. Bu anlayışla, barolarla ve hukuk camiasıyla istişare içinde olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Ziyaret, karşılıklı iyi dilekler ve iş birliği temennileriyle sona erdi.

‘Ekonomi adaletle büyür’


İYİ Parti Edirne Milletvekili Mehmet Akalın, Türkiye’de her geçen gün derinleşen ekonomik kriz ve artan yoksulluk üzerine dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığını ifade eden Akalın, ekonomik göstergelerin vatandaşın yaşam kalitesindeki düşüşü açıkça ortaya koyduğunu söyledi.
ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRININ ALTINDA KALDI
Akalın, mevcut asgari ücretin net 22.105 TL olduğu-nu, ancak açlık sınırının 25.600 TL’yi aştığını hatırlatarak “Çalışan nüfusun yüzde 80’i asgari ücret ve civarında maaş alıyor. Bu durum emekçinin yok sayılması demektir” şek-linde konuştu.
MİLYONLAR İCRA KIYISINDA YAŞIYOR
Açıklamasında son yedi yılda icra dosyalarında üç milyon artış yaşandığını belirten Akalın, şu an Türkiye’de toplam 32 milyon vatandaşın icra dosyasıyla karşı karşıya olduğunu vurguladı. Tüketici borçlarının son dönemde 530 milyar TL arttığına dikkat çeken Akalın, enflasyon hedefinde yaşanan yüzde 50’lik sapmanın da ekonomik yönetimin başarısızlığının göstergesi olduğunu söyledi.
ASGARİ ÜCRET EN AZ 30 BİN TL OLMALI
Akalın, ekonomik çöküşün önüne geçilebilmesi ve alım gücünün korunabilmesi için asgari ücretin en az 30 bin TL olması gerektiğini dile getirdi. Emekli maaşlarının da en az asgari ücret seviyesine çıkarılmasının bir zorunluluk haline geldiğini belirten Akalın, “Memur maaşlarında da adalet sağlanmalıdır. Aksi takdirde toplumun tüm kesimleri daha da derin bir yoksulluğa sürüklenecektir” ifadelerini kullandı.
EKONOMİ ADALETLE BÜYÜR
Milletvekili Akalın, konuşmasının sonunda şunları kaydetti:
“Adaletin olmadığı yerde ekonomi büyümez. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, çalışan kesimin ezilmesi ve vatandaşın borç batağında yaşaması kabul edilemez. İYİ Parti olarak halkın alın terini korumak, adil bir düzeni yeniden tesis etmek için mücadelemizi sürdüreceğiz.”

‘Eğitimde fırsat eşitliği şart’


Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Sinan Tekin, “Özel okullar ateş pahası. Ücretler milyonları buluyor. Üstelik bu yalnızca başlangıç. Yemek, servis, kıyafet… Her kalemde fahiş zamlar var. %100, hatta %150’ye varan artışlar! Bu durumda aileler ne yapsın? Bir çocuğu okutmak, bir araba almak kadar pahalı hale geldi. Bu normal mi? Millî Eğitim Bakanlığı %54,8’lik zam sınırı koydu. Ama bu sınıra uyan var mı?” diye sordu
Tekin, partisinin genel merkezinde yaptığı basın açıklamasında, “Özellikle yeni kayıt yaptıran veliler ciddi bir mali yükle karşı karşıya. İlkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf, lise dokuzuncu sınıf… Bu kademeler resmen tuzak haline gelmiş durumda. Zorunlu olmayan hizmetler, velilere zorunlu tutuluyor. Tüketici Kanunu ne diyor peki? Kanuna uyan var mı ki? Kanunlar yok sayılıyor. Denetim yok. Sorumluluk yok. Adalet hiç yok!” diyerek şunları kaydetti:
“Veliler sesini yükseltiyor. ‘Yemek almak istemiyoruz’ diyorlar. Ama korkuyorlar. Ya çocuklarımız okulda dışlanırsa? Ya arkadaşlarının önünde küçük düşerse? Bu mu modern eğitim? Bu mu eşitlik?
Milli Eğitim Bakanı ne diyor? ‘Uyarıyoruz. Konuşuyoruz.’ Allah aşkın sorarım size. Bakanın görevi sadece konuşmak mı? Eğitimi pazarlık masasına oturtulmuştur. Veliler tüccarlarla muhatap edilmiştir.
Peki ya öğretmenler? Onların hali daha da içler acısı. Özel okul öğretmenleri düşük maaşlarla çalışıyor. Tatilleri yok. Sosyal güvenceleri yetersiz. Bazı okullarda öğretmenlere mobbing uygulanıyor. Haziran ayında maaş ödememek için istifa dilekçesi imzalatılıyor. Eylül’de tekrar işe alıyorlar. Bu nasıl bir adalet? Bu nasıl bir sistem? Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum diyen medeniyetin çocukları öğretmenine böyle mi davranır?
Özel okul sistemi kontrolsüzdür, denetimsiz. Keyfi uygulamalar sıradanlaşmıştır. Peki Anayasa ne diyor? ‘Eğitim herkesin hakkıdır. Devlet bu hakkı sağlamakla yükümlüdür.’ Ama bugün eğitim bir hak olmaktan çıktı. Parası olanın ayrıcalığına dönüştü.Bir çocuğun kaliteli eğitim alması neden ailesinin finansal gücüne bağlı olsun? Eşitlik nerede? Adalet nerede?
Milli Eğitim Bakanlığı çok acil denetleme görevini yerine getirmeli. Özel okul ücretleri ve tüm ek hizmetler şeffaf olmalı. Servis, yemek ve kırtasiye gibi hizmetler isteğe bağlı olmalı, kimse bu hizmetlere mecbur bırakılmamalıdır. Öğretmenlere taban maaş getirilmelidir. Yaz aylarında da gelir güvencesi sağlanmalıdır.
Eğitimde fırsat eşitliği sağlamamız gerekiyor. Çocuklarımızı parayla değil, adaletle büyütelim. Öğretmeni güçsüz değil, güvenceli kılalım. Devleti seyirci değil, denetleyici yapalım. Eğitimde özelleştirmenin yarattığı bu eşitsizlik, toplumu derin bir uçuruma sürüklüyor. Bu uçurum büyümeden önlem alınmalıdır.
Bir toplumun geleceği, eğitimle yazılır. Çünkü biz inanırız ki: İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Bir milletin yükselişi, evlatlarının adil, nitelikli ve erdemli bir eğitimle yoğrulmasına bağlıdır. Adaletin temeli bilgiyle, bilginin temeli ise fırsat eşitliğiyle atılır. Bu yüzden biz, eğitimi bir ticaret alanı değil; toplumun ortak kalkınma zemini olarak görürüz.Medeniyet anlayışımızda eğitim, sadece ders kitaplarından ibaret değildir. Eğitim, ahlak aşılar, sorumluluk kazandırır, liyakat inşa eder.
Çünkü biz biliyoruz: Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz. Eşitliğin olmadığı yerde gelecek kurulmaz. Eğitim bir meta değil, bir milletin ortak geleceğidir. ‘Önce ahlak ve maneviyat’ diyerek yola çıkan Millî Görüş hareketi, eğitimde sosyal adaletin tesisini her zaman birinci öncelik olarak görmüştür.
Ve bugün buradan bir kez daha sesleniyoruz: Eğer bu ülkenin yarınını inşa etmek istiyorsak, evlatlarımızı bilgiyle, adaletle ve erdemle yoğrulmuş bir eğitim sistemi içerisinde yetiştirmek zorundayız.
Çünkü biz biliriz ki: Kalkınma; betonla değil, insanla başlar. Fabrika da kurarız, okul da yaparız… Ama o okula adanmış öğretmen girmemişse, o öğretmen liyakatli ve güvenceli değilse, o okul ne yazık ki sadece dört duvardan ibarettir. Gerçek kalkınma, adanmış öğretmenle, hakkaniyetli sistemle ve inançlı bir nesille mümkündür.”

Aksal: Selimiye’de UNESCO kriterleri uygulanıyor


Olgay GÜLER
AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi’nin (ICOMOS) raporunda eleştiriye konu olan Selimiye Camisi’ndeki restorasyon çalışmalarının, hem UNESCO yetkilileri ve hem de alanında uzman akademisyenlerle titiz bir şekilde yürütüldüğünü söyledi.
Edirne’de yıllık ziyaretçi sayısı 1 milyonu geçen, Mimar Sinan’ın ‘ustalık eserim’ dediği Selimiye Camisi’nde, 25 Kasım 2021’de başlanan restorasyon çalışmaları sürüyor. Bir bölümü ziyarete ve ibadete açık tutulan tarihi yapıda kurşun yenileme ve taş onarımları tamamlandı, 4 minaresinden ta-mamında çalışmalar bitirilip, iskeleler söküldü. Camide son olarak kündekari giriş kapıları ile pencere kepenklerinin konser-vasyon ve restorasyon çalışmaları da geçtiğimiz Ekim ayında tamamlandı.


İCOMOS’TAN ÇARPICI RAPOR
Tarihi camide devam eden restorasyon çalışmaları hakkında açıklama yayınlayan Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi ise (ICOMOS), ana kubbede devam eden 18’inci yüzyıla ait kalem işleriyle ilgili açıklama yayınladı. Açıklamada söz konusu kalem işlerinin kaldırılıp yeniden yorumlanmasını ön gören yeni çalışmanın yapıya zarar vereceğini belirtilerek, “UNESCO Dünya Miras Listesi çerçevesinde Üstün Evrensel Değer’e zarar verecek müdahaleler varlığın statüsünü riske sokabilir” ifadelerine yer verildi.


‘UNESCO KRİTERLERİNE UYGUN RESTORASYON YAPILIYOR’
AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, Selimiye Camii’nde UNESCO yetkilileri ve alanında uzman akademisyenlerle titiz bir çalışma yürütüldüğünü belirterek, “UNSECO’dan çıkarılması söz konusu olamaz. O, dünyanın mirası. Türk-İslam mimarisinin başyapıtı. Edirnelilerin olduğu kadar tüm Türkiye’nin, artık dünya mirası listesi olduğu için de Bütün dünyanın. Onun için de UNESCO’nun kriterleri var; o kriterlere göre yapılıyor. Zaten restorasyonun bu kadar uzun sürmesinin nedeni de UNESCO’ya, uzmanlarımıza sorulup çok kıymetli hocalarımız tarafından inanılmaz titiz bir çalışma yürütülüyor. Çok güzel, hak ettiği bir şekilde ilk defa bu kadar kapsamlı bir restorasyondan geçiriliyor. 600 yıllık bir eser; inşallah en az 600 yıl daha gelecek jenerasyonlara taşıyacağız. Bu restorasyon, yaklaşık 100 yılını kurtaracak. Çok ince çalışmalar yürütülüyor. UNESCO Dünya Mirası’nda olduğu için bu işin bir parçası. Yani UNESCO listesinden çıkarılması gibi bir şey söz konusu değil. UNESCO ile birlikte hareket edilerek restorasyon devam ediyor” ifadelerini kullandı.


‘SONBAHAR AYLARINDA AÇILIR’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla planlanan açılış töreni için Eylül veya Ekim aylarını işaret eden Aksal, “Bunlar çok ince işler, uzmanların görüşü gerektiği için; inşaatla, restorasyonla ilgili kısımlar tamamlandılar. Şu anda yapılan kalem işleri; Kalem işlerinde de Anıtlar Kurulu’nun görüşü gerekiyor, UNESCO’nun görüşü gerekiyor, bu alanda çok ciddi çalışmalar yapmış hocalarımızın görüşleri gerekiyor. Onun için bu biraz zaman alıyor. Herhalde sonbaharda açılır. Sayın Cumhurbaşkanımız da açılışa gelecek. Şu anda Edirne’miz sessiz, sakin, sıcak. İnşallah sonbaharda Eylül, Ekim aylarıyla birlikte Selimiye’yi tekrardan ibadete açarız. Zaten tamamen kapatmamıştık ama muhteşem bir şekilde tüm görkemiyle hem Edirneliler hem de dışarıdan gelen turistlerin büyük bir kısmı Selimiye’yi görmek istiyorlar. Onun için hepimizin kullanımına Eylül, Ekim gibi açılır diye tahmin ediyorum” dedi.

‘Mazot 56, benzin 53 lira’


Memleket Partisi Edirne İl Başkanı Süheyl Tunçyürek, son akaryakıt zamları üzerine, yıllar önce Gabar’da petrol, Karadeniz’de doğal gaz bulunduğu yönündeki müjdeleri hatırlatarak, “İktidarın sürekli ‘müjde’ diye sunduğu haberler, vatandaşa yoksulluk ve zam olarak geri dönüyor” dedi.
Memleket Partisi İl Başkanı Tunçyürek, “Petrol de doğalgaz da yıllar önce bulundu denmişti… Bugün mazot 56, benzin 53 lira!” başlıklı yazılı açıklamasında şunlara yer verdi:
“Yıllar önce büyük bir müjde verdiler: ‘Gabar’da petrol bulundu’, ‘Karadeniz’den doğalgaz fışkırdı’ dediler. O günlerden bu yana defalarca aynı açıklamaları dinledik. Ama bugün geldiğimiz noktada mazot 56 lira, benzin 53 lira!
Madem petrolü bulduk, madem doğalgaz rezervlerimiz var, o halde neden bu millet hâlâ dünyanın en pahalı yakıtını kullanıyor? Neden üretici hâlâ traktörüne yakıt koyamıyor, neden insanlar aracıyla işe gitmeye korkuyor?
Bu millet artık laf değil, icraat görmek istiyor. Yıllardır verilen müjdelerin halkın cebine bir faydası olmadıysa, o zaman ortada ya bir aldatmaca vardır, ya da beceriksizlik. İktidarın sürekli ‘müjde’ diye sunduğu haberler, vatandaşa yoksulluk ve zam olarak geri dönüyor.
Halkımızın aklıyla dalga geçilmesine izin vermeyeceğiz. Gerçekleri konuşmaya, bu düzene itiraz etmeye devam edeceğiz. Olası bir erken seçimde sandıkta hesaplaşacağız…”

Davutoğlu’ndan iktidara ‘net tavır’ mesajı!

Olgay GÜLER

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İsrail-İran savaşının, daha büyük bir savaşın habercisi olduğunu belirterek, Türkiye’nin İsrail saldırıları karşısında net tavır alması gerektiğini söyledi.

Davutoğlu, partisinin programı kapsamında Edirne’ye gelerek, basın mensupları ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldi. İl yönetiminin karşıladığı Davutoğlu, ülke ve dünya gündemine dair yaptığı konuşmada, İsrail-İran savaşına değindi. 

‘DAHA BÜYÜK BİR SAVAŞIN HABERCİSİ’

İsrail-İran savaşının, daha büyük bir savaşın habercisi olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Yanı başımızda bir büyük bir savaş başladı. İran-İsrail savaşını sınırlı bir savaş gibi görmeyin. Çok daha büyük ölçekli savaşın bir habercisi. Savaşı başlatmak kolaydır da bitirmek zordur. Rusya-Ukrayna’ya girdiğinde birkaç günde halleder diye bakıyordu herkes. Ne oldu? 2.5 yılı geçti. İran-İsrail savaşı da kısa sürede ateşkes olur diye bekleniyor. Amerika’nın başında Trump gibi öngörülemez bir adam varken neyin ne olacağı belli değil. Peki biz ne yapacağız? Açık ve net ifade ediyorum; İsrail’in saldırganlığı karşısında net tavır almak lazım, tereddütsüz tavır almak lazım. 7 Ekim’den sonra yaptığım konuşmalarda İsrail’in Gazze soykırımından sonra bölgede bu gerilimin tırmanacağını söyledim. Filistin halkının yanında yer aldığım için de birileri tarafından, tarihten kopuk, Edirne’nin ruhundan kopuk birileri tarafından eleştirildim” dedi.

‘NÜKLEER YASAKSA ÖNCE İSRAİL’DEKİ NÜKLEER SİLAHLAR KALKSIN’

İsrail’in amacının bölgede hakimiyet kurmak olduğunu belirten Davutoğlu, “Önce Gazze’de başlayan savaş birileri tarafından Hamas’la İsrail arasında bir savaş olarak algılandı. O zaman biz dedik ki meclis grup konuşmalarında; sakın ha bunu Hamas’la İsrail arasında savaş olarak görmeyin. İsrail bölgede bir hakimiyet kurmak istiyor, bunun arkası gelecek dedim. Arkadan gelen Lübnan, Suriye, İran. Nerede duracağı belli değil. Bugünkü İsrailli yöneticilerin tümünün hayat hikayesini biliyorum. Neler okuduklarını bilirim. Netanyahu’nun hayat çizgisini bilirim. Şu ana kadar İran’a saldırmamışsa saldırmak istemediğinden değil, genellikle Amerikan başkanları Netanyahu’nun bu taleplerine fren yaparlardı. Trump yeşil ışık yaktı ve saldırı başladı. Saldırıyı neye dayandırıyor İsrail? İran’da nükleer silah var diyor. Peki dönüp İsrail’e sormak lazım senin elinde nükleer silah niye var? Sen nesin? Sen üstün bir devlet, üstün bir ırksın, her silaha sahip olabilirsin de senin dışında hiç kimse silah sahibi olamaz mı? Eğer nükleer silah yasaksa önce İsrail’deki nükleer silahlar kalksın. Dünyada nükleer silahların denetimini yapan Uluslararası Atom Enerjisi kurumu var. Bu kurumun nükleer silahlarla ilgili programların denetim anlaşmasına İran taraf. Yani İran gönüllü olarak beni denetle diyor. Nükleer ve kimyasal silahların denetimine taraf olmayan tek ülkenin adı da İsrail. İsrail diyor ki ‘beni kimse denetleyemez’. Ben nükleer silahların hepsine karşıyım ama İran’a karşıysan İsrail’e de karşı çıkacaksın” diye konuştu.

‘İSRAİL’İN SALDIRILARININ HİÇBİR ULUSLARARASI HUKUK TEMELİ YOK’

İsrail’in İran’a saldırısının hiçbir uluslararası hukuk temeli olmadığını kaydeden Davutoğlu, “İsrail’in İran’a saldırısının hiçbir uluslararası hukuk temeli, hiçbir siyasi temeli yoktur. Ben Çarşamba günü İran Büyükelçisi’ne gittim. Detaylı bilgi alarak İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’a da bir mektup gönderdim. Burada Türkiye tereddütsüz bir şekilde İsrail’in saldırılarının karşısında yer alması lazım. Türkiye’nin NATO zirvesinde de bu gerilimin Türkiye için güvenlik tehdidi oluşturduğunu anlatmalı ve İsrail’in saldırıları derhal durdurulmasını talep etmeli. Bunu da Sayın Erdoğan Trump’ın gözünün içine baka baka söylemeli, bu topraklar o bölge Trump’ın gayrimenkul alanı değil. Gazze’de tatil sitesi kuracağım diyen Trump’ın gözünün içine baka baka; ‘Gazze, Filistinlilere aittir ve İsrail’in bu saldırganlığı Türkiye dahil bölgesel istikrarı tehdit ediyor’ demesini bekliyoruz Sayın Cumhurbaşkanı’ndan” ifadelerini kullandı.

‘EDİRNE HER GEÇEN GÜN İRTİFA KAYBEDİYOR’

Konuşmasında Edirne’ye de değinen Davutoğlu, kentin bulunduğu konumu hak etmediğini söyledi. Davutoğlu, “Eğer Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunduğu yerin çok daha iyisini hak eden ve gerekli ilgiyi görmediği için her geçen gün ağırlığını ekonomik olarak, siyasi olarak kaybeden bir şehir göster deseler bana Edirne gelir aklıma. Edirne başkenttir, bir kez başkent olan her zaman başkenttir. İçerisinde Selimiye gibi bir cevheri barındıran bir şehir, başka bir ülke içerisinde olsa, o ülke şehri baş tacı yapar, dünyaya tanıtır. Bu konuda görev almış herkesin ağır sorumluluğu var. Edirne’de ‘Üç Şerefeli’nin kapısı, Eski Cami’nin yazısı, Selimiye’nin yapısı derler değil mi? Her biri bir mimari şaheserdir. Eğer bu tanıtılmamışsa herkesin rolü vardır. Maalesef gerek merkezi yönetimler, gerekse yerel yönetimler ve merkezi yönetimler arasındaki ihtilaflar sebebiyle Edirne her geçen gün irtifa kaybediyor ve bu beni üzüyor” dedi. 

‘SELİMİYE’DE SİNAN’IN ÜSTÜNE KİMSE BİR ŞEY YAPAMAZ’

Selimiye’nin devam eden restorasyonunda, tartışmalara konu olan ana kubbedeki kalem işlerine değinen Davutoğlu, “Selimiye’yi takip ediyorum. Selimiye’de restorasyon önemli ama 83’te yapılan restorasyon zaten hatalı yapıldı. Ben bilim adamıyım, her şeyin orijinalinin korunmasına önem veriyorum Selimiye’nin ana kubbesindeki kalem işleri daha sonra yapılan 19. yüzyılda yapılan bir takım restorasyonlarda bize çok da ait olmayan barok süslemeler eklendi. Mimar Sinan nasıl yapmış Selimiye’yi öyle korumak lazım. Mimar Sinan’ın üstüne Selimiye’ye kimse bir şey yapamaz. Selimiye’ye kimse herhangi bir sanat katkısında bulunamaz. Efendim yakışırmış, güzelmiş, geçmişte restorasyonda bu yapılmış, hayır. Temmuz ayında açılması bekleniyor Selimiye’nin, ertelenmiş. Ümit ederim ki o maalesef alçı kullanılan 83’te cahilce yapılan restorasyonu sildikten sonra alttan çıkan orijinal  kalem işlerine dayalı bir şekilde Selimiye aynen yan kubbelerde olduğu gibi Mimar Sinan’ın bıraktığı haliyle korunur ve restore edilir. Selimiye bir insanlık mirası, harikanın sekizincisiyse Edirne’de Selimiye’yi koruyacaksınız” diye konuştu.

Davutoğlu, Cumartesi Edirne’de

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 21 Haziran 2025 Cumartesi günü Edirne’ye ziyarette bulunacak.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, Cumartesi günü saat 10.00’da partililer tarafından karşılanmasının ardından Hayal Bahçesi’ndeki kahvaltı programına katılacak. Davutoğlu, kahvaltı sonrası sivil toplum kuruluşları ve basın mensuplarıyla söyleşide bulunarak soruları yanıtlayacak.