Edirne Valisi Yunus Sezer, çeltik üretiminin yoğun olduğu Ergene Havzası’nda yaşanan sulama sıkıntısının, Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından açılan bypass kanalıyla çözüldüğünü açıkladı.
Kentte yüksek sıcaklıklar ve yağışsız hava nedeniyle yaşanan kuraklık, nehir ve barajlardaki su seviyelerini de düşürürken, tarımsal üretimin yoğun olarak yapıldığı Ergene Havzası’nda da üreticiler zor günler yaşıyor. Bölgeye su tedarikinin sağlandığı Meriç Nehri’ndeki debi düşüklüğü nedeniyle sulamada zorlanan üreticiler için çalışma başlatan Edirne Valiliği, DSİ 11’inci Bölge Müdürlüğü aracılığıyla bypass kanalı oluşturdu. Nehir suyunun kanal aracılığıyla Çakmak Barajı’na aktarılmasını sağlandı. Bölgedeki suyun üretimin devamı için önemli olduğunu belirten Vali Sezer, Uzunköprü’ye bağlı Çakmak Köyü ve İpsala ilçelerinde incelemelerde bulundu. Vali Sezer’e ziyaretinde, AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal da katıldı.
Ziyarette, ilk olarak Çakmak Kooperatifi P1 Pompa İstasyonu Yaklaşım Kanalı’ndaki nehir tabanı düzenleme ve ilave pompa çalışmalarını yerinde değerlendiren Vali Sezer, “İyi bir su yönetimi ve planlamasıyla; kamu kurumlarımız, birliklerimiz, kooperatiflerimiz ve üreticilerimizle birlikte bu sezonu ürün kaybı olmadan atlatmak için tüm tedbirleri alıyoruz” dedi. Meriç Nehri’ndeki debi düşüklüğünün, DSİ tarafından açılan bypass kanalı sayesinde Çakmak Barajı Pompa İstasyonu Yaklaşım Kanalı’na yönlendirildiğini ve böylece tarımsal sulamanın sürdürülebilirliğinin sağlandığını ifade eden Vali Sezer, Ergene Havzası’nda yaşanan su sorunlarının önemli ölçüde çözüldüğünü kaydetti.
Günün ilerleyen saatlerinde İpsala Hamzadere Sulama Birliği bölgesinde çeltik üreticileriyle bir araya gelen Vali Sezer ve Milletvekili Aksal, yüksek hava sıcaklıklarının tarım ürünlerine zarar vermemesi için alınan önlemleri değerlendirdi.
1999 yılında İzmir’de dünyaya gelen ve aslen Erzurumlu olan Ali Dumlu, çocukluk yıllarından itibaren girişimcilik ruhunu ortaya koymuş ve iş dünyasında istikrarlı adımlarla ilerleyerek dikkat çeken bir başarı hikâyesine imza atmıştır.
Sağlık meslek lisesi mezunu olan Dumlu, ticaret hayatına genç yaşlarda atılmış ve Bursa ile Ankara gibi büyük şehirlerde çeşitli sektörlerde faaliyet göstermiştir. Özellikle lüks araç alım satımı, sanayi tipi arsalar, lüks gayrimenkuller ile yat ve tekne ticareti gibi yüksek profilli alanlarda yaptığı yatırımlarla öne çıkmıştır.
Ticari başarılarının yanı sıra sosyal sorumluluk projeleriyle de adından söz ettiren Ali Dumlu; geçmişte ulaşabildiği kimsesiz çocuklara, yardıma muhtaç ailelere ve Türkiye ile Gazze’deki çeşitli vakıflara yaptığı düzenli bağışlarla tanınmaktadır.
Farklı tarzı ve gizemli duruşuyla dikkat çeken genç iş insanı, toplumun sevgisini ve saygısını, sahip olduğu adalet duygusu ve merhametli yaklaşımıyla kazanmıştır. Gördüğü her haksızlığa karşı tepkisiz kalmayan Dumlu, sık sık “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” sözünü hatırlatarak duruşunu net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Olgay GÜLER Edirne’nin Keşan ilçesinde 3 otomobilin karıştığı kazada Keşan İlçe Jandarma Komutanlığı Trafik Tim Komutanı Astsubay Kıdemli Çavuş Erkan Özkan (39) ile Enez Ziraat Odası Başkanı Mehmet Oskan’ın oğlu Gencay Oskan (28) ve 5 aylık hamile eşi Seren Oskan (26) hayatını kaybetti.
Kaza, gece saat 00.30 sıralarında Keşan-Enez kara yolu üzerindeki Barağı köyü çıkışında meydana geldi. Keşan’dan Enez yönüne giden Keşan İlçe Jandarma Komutanlığı Trafik Tim Komutanı Astsubay Kıdemli Çavuş Erkan Özkan’ın kullandığı 06 EC 2509 plakalı otomobil, karşı yönden gelen Gencay Oskan (28) idaresindeki 22 HS 902 plakalı otomobille çarpıştı. Enez yönüne giden İ.K. yönetimindeki 22 FB 812 plakalı otomobil de kaza yapan araçlara çarparak durdu. İhbarla olay yerine polis, jandarma, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi.
ÜÇ KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ BELİRLENDİ Sağlık ekipleri, iki araçtaki sürücüler Erkan Özkan ile Gencay Oskan’ın öldüğünü belirledi. Gencay Oskan’ın 5 aylık hamile eşi Seren Oskan da kaldırıldığı Keşan Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Oskan çiftinin, Enez Ziraat Odası Başkanı Mehmet Oskan’ın oğlu ve gelini olduğu öğrenildi.
TİM KOMUTANI ÖZKAN İÇİN TÖREN Evli ve 1 çocuk babası Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş Erkan Özkan için görev yaptığı Keşan İlçe Jandarma Komutanlığı’nda tören düzenlendi. Törene; Özkan’ın ailesinin yanı sıra Keşan Kaymakamı Aziz Mercan, Keşan Belediye Başkan Vekili Rasim Ergene, Edirne İl Jandarma Komutanı Mehmet Kasım Ermiş, Keşan İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Gökhan Çam, İlçe Emniyet Müdürü Serkan Arpak ile mesai arkadaşları, jandarma ve emniyet personeli katıldı.
Erkan Özkan’ın öz geçmişinin okunmasının ardından İlçe Müftüsü Uğur Emiroğlu tarafından dua okundu.
Özkan’ın Türk bayrağına sarılı tabutu askerlerin omuzlarında cenaze aracına konuldu. Erkan Özkan’ın cenazesi, toprağa verilmek üzere memleketi Balıkesir’e gönderildi. kazada yaşamlarını yititren Gencay Oskan ve eşi Seren Oskan Oskan çifti, bugün ikindi vakti Enez ilçesi bağlı Karaincirli köyünde defnedildi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Edirne İl Koordinasyon Kurulu, Madımak otel katliamının 32. yıldönümünde ilerici güçlere, aydınlara, gençlere, kadınlara yönelik tüm katliam ve cinayetleri lanetleyerek, Sivas’ta katledilen toplumcu, demokrat yazar ve ozanları sevgiyle, saygıyla andıklarını, onları unutmadıklarını unutturmayacaklarını bildirdi.
TMMOB Edirne İl Koordinasyon Kurulu’nun “Madımak Katliamını Unutmadık, Unutturmayacağız!” başlıklı yazı açıklamasında şunlara yer verildi:
“2 Temmuz 1993 tarihinde bir kültür şöleni için Sivas’ta Madımak Oteli’nde bulunan 35’i aydın, sanatçı, yurtsever, toplam 37 insanımız güvenlik güçlerinin gözlerinin önünde, ‘Şeriat isteriz’ diye haykıran gerici bir güruh tarafından diri diri yakılarak katledildi.
Madımak’ta katledilen toplumcu, demokrat yazar ve ozanlarımızı sevgiyle, saygıyla anıyoruz. Onları unutmadık, unutturmayacağız. TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak ilerici güçlere, aydınlarımıza, gençlerimize, kadınlarımıza yönelik tüm katliam ve cinayetleri lanetliyoruz.
Aydınlara, sanatçılara, bilim insanlarına, toplumcu ilerici düşünceye tahammülü olmayan gericilik şeriatçısı, kontr-gerillası, faşistleri ile ülkemizde linççi bir katliam geleneği yaratmıştır. ‘Laik Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak’, ‘Laiklik gidecek, şeriat gelecek’ haykırışları eşliğinde yapılan Madımak katliamı bu kara geleneğin önemli bir halkasıdır.
Cumhuriyete, laikliğe, demokrasiye düşmanlık besleyenler dünden bugüne mesafe kat etmiş, durumdadır. Şeriat istemleri artık serbesttir ve neredeyse resmî politika olmuştur.
Mezhepçilik ve dinselleştirme eğitimde, kamusal yaşamda hâkim politikadır. Din-mezhep, inanma inanmama, etnik köken ve siyasi düşünce farklılıklarını halk arasında düşmanlık tohumları ekmek için kullanmak, sömürü ve baskı düzeninin sürekliliğini sağlamada başvurulan daimi bir politikadır.
Mezhepçilik, dış politikada da özel bir yere sahip olmuştur. Söz konusu şeriatçı akım ve yapılar aynı zamanda emperyalizmin taşeronluğunu yapmaktadırlar.
Siyasal İslamcı faşizm bir karşı-devrim gerçekleştirmiş olmasına karşın ülkemiz sahipsiz değildir. Emeğin ve bilimin aydınlatıcılığında laiklik, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve bağımsızlık için mücadele eden ilerici toplumcu damarlar ülkemizin aydınlık geleneği olarak canlıdır, güçlüdür. Sömürünün, işsizliğin, yoksulluğun olmayacağı aydınlık Türkiye milyonların özlemidir ve bu yönde mücadele sürmektedir. Odamız TMMOB çatısı altında bu onurlu mücadelenin bir parçası olmaya devam edecektir.”
Trakya Kalkınma Ajansı, 1 Temmuz 2025 itibariyle ilan ettiği 2025 Yılı Teknik Destek Programı-01 vasıtasıyla paydaşlarına 2.500.000 TL destek sağlayacak.
Program kapsamında yerel aktörlerin bölgesel kalkınma açısından önem arz eden ancak kurumsal kapasite eksikliği nedeniyle hazırlık ve uygulama aşamalarında karşılaştıkları problemlerinin çözümü için eğitim ve danışmanlık faaliyetlerine destek verilecek. Bu doğrultuda 2.500.000 TL kaynak ayıran Trakya Kalkınma Ajansı, üç dönem halinde açtığı program ile proje başına, mesleki gelişim eğitimleri kapsamında 80.000 TL’ye kadar, kişisel gelişim eğitimleri için ise 55.000 TL’ye kadar destek verecek. En fazla üç ay içerisinde hayata geçirilme şartıyla teknik destek programından faydalanacak yararlanıcıların aynı yıl içinde alabilecekleri teknik destek sayısı ikiyi geçemeyecek.
Programa son başvuru tarihleri Temmuz-Ağustos dönemi için 28.08.2025, Eylül-Ekim dönemi için 30.10.2025 ve Kasım-Aralık dönemi için 30.12.2025 olarak açıklandı
Teknik Destek Programıyla ilgili detaylı bilgiye Trakya Kalkınma Ajansı web sitesi www.trakyaka.org.tr üzerinden ulaşılabilecek.
Avrupa’nın farklı şehirlerinde yaşayıp, yaz tatillerini geçirmek üzere yola koyulan gurbetçi vatandaşlar, Türkiye’ye vardıklarındaki ilk durakları Kapıkule Sınır Kapısı’nda, Edirne tava ciğeri, bademezmesi ve halk oyunları ekipleri eşliğinde karşılandı.
Avrupa’da çalıştıkları ülkelerde izne ayrılan gurbetçi vatandaşların, Türkiye’ye gelişleri 22 Haziran’da başladı. Gurbetçiler araçlarıyla çıktıkları sıla yolunda, anavatana Edirne’deki Kapıkule Sınır Kapısı’ndan ‘merhaba’ dedi. Sınır kapısından yurda giren gurbetçiler, Edirne’ye özgü yerel lezzet tava ciğeri ve halk oyunları gösterileriyle karşılandı. Edirne Valisi Yunus Sezer de, sınır kapısında incelemelerde bulunup, gurbetçilerin heyecanına ortak oldu.
‘1 HAFTALIK SÜREÇTE 180 BİN YOLCU GİRİŞİ OLDU’
İncelemelerin ardından açıklama yapan Vali Sezer, 22 Haziran’da gurbetçi sezonunun başladığını belirterek, “22 Haziran’da başlayan gurbetçi sezonumuzda yaklaşık 1 haftayı geride bıraktık ama son 2 gündür yoğunluk yaşıyoruz. 22 Haziran’dan bu yana, yani 1 haftadır yaklaşık 46 bin araç girişi, 180 bin de yolcu girişi olduğunu görüyoruz. Bu hemen hemen geçen seneki giriş sayılarıyla aynı durumda. Bu kapsamda da hem Bulgaristan tarafında da iyi bir şekilde vatandaşlarımızın karşılanması açısından geçen hafta Bulgar heyetiyle görüşmelerimizi gerçekleştirdik. Orada da alınacak tedbirleri bir kere daha gözden geçirdik hem de bizler de burada hem emniyetimiz hem de gümrük personelimize de takviye ederek, ilave personeller de bakanlıklarımız tarafından gönderildi. Vatandaşlarımızın, gurbetçilerimizin daha iyi bir şekilde ülkemize, daha kısa zamanda ve konforlu şekilde gelmelerini sağlamaya çalışıyoruz” dedi.
‘1170 PERSONEL GÖREV ALIYOR’
Sınır kapısında 320’si emniyet olmak üzere 1170 personelin 7 gün 24 saat esasına göre görev yaptığını söyleyen Sezer, “Geçen seneye göre bu sene 8 gümrük gişesi daha ekledik. Bazılarının yapım çalışmalarını devam ettiriyoruz çünkü dönüşte sıkıntı yaşamayalım istiyoruz. Bu kapsamda da vatandaşlarımızın, gurbetçilerimizin bekleme süresini de daha kısa süreye indirmeyi amaçlıyoruz. Yol boyunca da jandarmamız tarafından bütün dinlenme noktalarında güvenlik tedbirlerimiz alındı, her dinlenme tesisinde ve mola yerlerinde de jandarma personelimiz de geçen haftadan beri görev yapmaya başladılar” şeklinde konuştu.
‘TEDBİRLERİMİZİ ARTTIRDIK’
Gurbetçi vatandaşların Türkiye’deki tatillerini yaptıktan sonra huzurlu ve konforlu bir şekilde çalıştıkları ülkeleri dönmelerini amaçladıklarını dile getiren Vali Sezer, “Umudumuz şudur; buraya kadar heyecanla geldiler, güzel şekilde tatillerini yapsınlar, özlemlerini gidersinler ve yine yüzleri güler şekilde de ülkemizden ayrılarak, ikamet ettikleri, çalıştıkları ülkelere dönsünler. Bunu konforunu en iyi şekilde yaşasınlar. Bu sene çok yoğun tedbirler aldık. Her sene tedbirlerin üzerine koyarak devam ediyoruz. Bu sene de aynı şekilde, geçen sene yaptıklarımızı gözden geçirerek tedbirlerimizi arttırdık. Kontrollü bir şekilde, sürekli bakarak, eksiklerimizi de gidereceğiz bu süreçte. Yaklaşık 3 aylık bir sürecimiz var, bunu gün ve gün takip edeceğiz, zaman zaman da sizlerle paylaşma imkanımız olacak” diye konuştu.
‘HASRET GİDERECEĞİZ’
Fransa’dan gelip Samsun Çarşamba ilçesine giden Faruk Macit (36), anavatana gelince ister istemez duygulandıklarını söyleyerek, “İster istemez insan duygulanıyoruz. Balkan ülkelerinden geçerken bize garip bakıyorlar ama buraya kendi vatanımıza geldiğimiz zaman belli oluyor. Bayrak olsun, minare olsun, polislerimiz bunların hepsini görmek başka bir duygu. Memlekete kavuşmak nasip oldu. Tatilimizi yapıp, sağ salim geri döneriz inşallah. 1 ay kalacağız, büyüklerimizi göreceğiz, hasret gidereceğiz” ifadelerini kullandı.
Almanya’dan gelip Denizli’ye giden Akif Kaçın da (34), yöresel ürünlerle karşılanmaktan mutlu olduklarını belirterek, “Çok heyecanlıyız, memleketimizi hep özlüyoruz. Edirne ciğeriyle karşılandık, yöresel ürünlerle karşılanmak çok güzel. Çok mutlu olduk” diye konuştu.
’11 AYIN ACISINI ÇIKARMAK İSTİYORUZ’
Almanya’dan gelip İzmir’e giden Tennur Sönmezay (33), sıcak karşılamadan dolayı Türkiye’ye geldiklerini hissettiklerini söyleyerek, “Ülkemize geldiğimizi hissediyoruz. Gerçekten insanımız çok sıcak kanlı ve hoş görülü. Çok mutluyuz, uzak yollardan geldik. Keşke daha uzun zaman olsa da, burada uzun kalsak. Daha sınır kapısına gelir gelmez Türk bayrağını görmek çok gurur verici. Kısmetse gezip dinleneceğiz. Türkiye’de 1 aylık iznimizde 11 ayın acısını çıkarmak istiyoruz” dedi.
Edirne Milletvekili ve Ziraat Mühendisi Ediz Ün, Türkiye’de mısır hasadının başlamasına sayılı günler kala hükümete seslenerek, mısır ithalatına derhal kota getirilmesi çağrısında bulundu. Ün, yüksek gıda enflasyonu karşısında AKP’nin çözümü yine ithalatta aradığını, bu anlayışın üreticiyi bitirme noktasına getirdiğini söyledi.
Türkiye’de yıllık mısır üretiminin 8,5 milyon ton olduğunu hatırlatan Ediz Ün, bu üretimin büyük kısmının özellikle kanatlı hayvancılıkta, yani tavukçuluk sektöründe kullanıldığını belirtti. Ancak hükümetin yerli üreticiyi korumak yerine her seferinde ithalata sarıldığını vurguladı:“Et ve yumurta fiyatları artıyor diye çözüm yine ithalatta arandı. Geçen yıl 1 milyon tonluk ithalat kotasıyla başlayan ve devam eden süreç, ülkemizi mısırla doldurdu. 2023 yılında toplamda 4 milyon ton mısır ithal edildi. Bu yıl ise sadece ilk beş ayda 2,5 milyon tona ulaşıldı. Bu, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40 artış demek. Haziran ithalatları da eklenirse, yılın ilk yarısında 3 milyon tonu geçmiş durumdayız. Bu tablo kabul edilemez.”
“Depolar dolu, tüccar alım yapmayacak”
Ediz Ün’e göre en büyük tehlike, yerli üreticinin elindeki mısırın hasat döneminde değer bulamayacak olması:“Önümüzdeki haftalarda Türkiye genelinde mısır hasadı başlayacak. Ancak depolar ithal ürünlerle dolu. Tüccar alım yapmayacak, fiyatlar dip yapacak. Bu, doğrudan üreticinin emeğinin hiçe sayılmasıdır. Üretici kaybederse, Türkiye kaybeder.”
“İthalat, tavuk etinde fiyatları düşürdü ama yumurtada işe yaramadı”
Ün, ithalatın beklenen etkiyi de yaratmadığını ifade etti. Tavuk etinde sınırlı bir fiyat düşüşü görülse de yumurta fiyatlarında herhangi bir iyileşme sağlanamadığını belirtti:“Yüksek gıda enflasyonu karşısında AKP’nin aklına gelen tek çözüm ithalat. Oysa bu model üreticiyi sadece tedirgin ediyor. Geçen yıl TMO alım fiyatlarını açıklamadı. Bu yıl da tatmin edici bir fiyat vermeyeceği, TMO’nun elindeki mısırları 11 bin liradan satışa çıkarmasından belli oluyor. Serbest piyasada fiyat 12 bin lirayı gördü. Üstelik İran-İsrail savaşı gibi jeopolitik riskler yüzünden girdi maliyetleri de artmışken, üreticiyi koruyacak politikalar değil, ithalat tercih ediliyor.”
“39 milyon ton mısır ithalatına 9 milyar dolar verdik, çözüm olmadı”
AKP iktidarının son 22 yılında toplam 39 milyon ton mısır ithalatına 9 milyar dolardan fazla kaynak aktardığını hatırlatan Ün, bu paranın yerli üreticiye destek için kullanılsaydı, Türkiye’nin bugün kendi kendine yeten bir üretim gücüne kavuşacağını vurguladı:“Bu yıl alınacak her karar, gelecek yılın üretimini etkileyecek. Ben bir yıldır uyarıyorum: Bu kadar yoğun ithalat ülke çiftçisine zarar verir. Ama AKP ve Saray, ithalat sevdasından vazgeçmiyor.”
“Hasat bitene kadar ithalatı durdurun!”
Ün, hükümete şu çağrıda bulundu:
“Eğer gerçekten bu ülkeyi, bu toprağın emeğini ve çiftçimizi önemsiyorsanız; 1 Ağustos’ta yeniden yürürlüğe girecek olan %130 gümrük vergisini şimdiden devreye alın. Zaten verilen 1 milyon tonluk gümrüksüz ithalat kotası da dolmuş durumda. Artık yeni bir karar alın ve en azından hasat sezonu sonuna kadar ithalatı tamamen durdurun. Çiftçimiz biraz nefes alsın, bu zor günlerde üreticinin yanında durmanın tam zamanı.”
Türkiye Belediyeler Birliği’nce (TBB), Süloğlu Belediyesi’ne acil ihtiyacı olan bir adet yeni kazıcı yükleyici kepçe hibe edildi.
Ankara’da gerçekleşen törene Süloğlu Belediye Başkanı Mehmet Ormankıran katıldı. Süloğlu Belediyesi’ne hibe edilen aracın temsili anahtarı TBB Başkan Vekili ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile TBB Genel Sekreteri Suat Yıldız tarafından Başkan Ormankıran’a teslim edildi.
Törenin ardından açıklamalarda bulunan Süloğlu Belediye Başkanı Mehmet Ormankıran;”Türkiye Belediyeler Birliğimiz tarafından Belediyemize hibe olarak verilen kazıcı yükleyici kepçemizi Ankara’da düzenlenen teslim töreniyle ilçemize kazandırdık. İlçemizin gerçekten ihtiyacı olan kepçemizin gelmesine vesile olan başta TBB ve İBB Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na, Başkan TBB Başkan Vekili Sayın Zeydan Karalar’a, Genel Sekreterimiz Suat Yıldız’a ve her zaman yanımızda olan TBB Encümen Üyesi Edirne Belediye Başkanımız Filiz Gencan Akın’a ilçe halkımız adına teşekkür ediyoruz. Birlik ve beraberlik içinde ilçemizin ihtiyaçlarını karşılamaya, çalışmalarımızı yapmaya devam edeceğiz” dedi.
ARAÇ TESLİM TÖRENİ
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) tarafından düzenlenen Araç Teslim Töreni, TBB Başkan Vekili ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın katılımıyla Çankaya Belediyesi Yerleşkesinde gerçekleştirildi.
Belediyelerin sosyo-ekonomik durumu, yüzölçümü, nüfusu, ihtiyaç ve talepleri göz önünde bulundurularak “Tüm belediyelere adil ve eşit hizmet” ilkesiyle gerçekleştirilen hibe kapsamında; Ak Parti, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Büyük Birlik Partisi, Deva Partisi, Demokrat Parti, Sol Parti, Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisine mensup belediyelere toplamda 62 hizmet aracı hibe verildi.
Törene; TBB Encümen Üyelerinden, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük, Artvin Belediye Başkanı Bilgehan Erdem, Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel ile araç hibe edilen belediyelerin başkan ve yöneticileri katıldı.
“Tutuklu belediye başkanları hukuksuz şekilde ailelerinden ayrı”
TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve bazı belediye başkanlarının tutukluluğunu anımsatan Karalar; “Muhalefet partilerine mensup bazı belediye başkanlarımız haksız ve hukuksuz şekilde tutuklu. Kurban Bayramı’nı, Anneler Günü’nü, Babalar Günü’nü ailelerinden ayrı geçirdiler.” dedi. Karalar, Avrupa Belediyeler ve Bölgeler Konseyi Liderler Zirvesi’ndeki gözlemlerini de aktararak, bu uygulamaların uluslararası kamuoyunda da kabul görmediğini ifade etti.
“Belediyelerimize siyasi ayrım gözetmeden destek veriyoruz”
Karalar, konuşmasında Birlik olarak tüm belediyelere eşitlik ilkesi doğrultusunda destek verdiklerini vurgulayarak “Birliğimiz, Ekrem Başkanımız döneminde belediyeler arasında hiçbir ayrım yapmadan, ihtiyaç, nüfus, sosyo-ekonomik durum ve yüz ölçümü gibi kriterleri gözeterek hizmet vermeye başladı.” dedi.
Siyaset üstü bir anlayışla hareket ettiklerini belirten Karalar; “Cumhuriyet Halk Partisi, Ak Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Deva Partisi, Demokrat Parti, Saadet Partisi, Sol Parti, Yeniden Refah Partisi ve Büyük Birlik Partisi’ne mensup belediyelere araçlarını teslim ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Hiçbir belediye başkanının denetlenmekten ve yargılanmaktan korkmadığının altını çizen Karalar, “Milletin seçtiğini siz görevden alıp kayyım atamamalısınız. Bundan bir süre önce Sayın Cumhurbaşkanımız ‘kayyımları istisna haline getirmemiz gerekir.’ dedi. Kayyımın doğru olmadığını bizzat kendisi de ifade etmiş oldu. İstisna da doğru değil. Kayyımı tamamen ortadan kaldırmak gerek.” dedi.
Yargılamalarda haksızlıklar yapıldığına dair eleştiride bulunan Karalar; “İddianameleri yazın ve hemen yargılayın. 3 ayı aşkın süredir arkadaşlarımız içeride, daha uzun süredir tutuklu olanları da var. Elinizde herhalde delil var ki arkadaşlarımızı tutukladınız. İddianameyi yazın ve mahkeme süreci başlasın. Eğer iddianameyi yazmıyorsanız, elinizde delil yok demektir.” ifadelerini kullandı.
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”
Karalar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Sözünü hatırlatarak; “Biz Atatürk’ün ne bu ilkesinden ne de diğer ilkelerinden asla vazgeçmeyecek, milletimizin haklarının korunması ve demokrasimizin sağlamlaştırılması için kararlılığımızı her zeminde ortaya koyacağız. Birliğimiz Ekrem Başkanımız döneminde belediyeler arasında hiçbir ayrım yapmadan belediyelerin sosyo-ekonomik durumu, yüz ölçümü, ihtiyaçları, talepleri ve nüfusları gibi kriterleri dikkate alınarak eşitlik ilkesi çerçevesinde hizmet vermeye başladı. Biz de onu devam ettiriyoruz. 55- 45 gibi bir denge var. Bazen 60- 40 oluyor. Yani yüzde 55’i, 60’ı eski deyimiyle Millet İttifakı diyelim, yüzde 45’i de Cumhur İttifakının araçları oluyor.” şeklinde konuştu.
“‘Ödemeyeceğim’ diyen hiçbir belediye başkanı yok”
Belediyelerin ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Karalar, hükümet yetkilileriyle yapılan görüşmelerin detaylarını da aktardı. Karalar, bu görüşmelerde belediyelerin mali sıkıntılarını paylaştıklarını kaydederek; “Her seferinde bugüne kadar uygulanmayan bu uygulamanın belediyeleri son derece sıkıntıya sokacağını ve hizmet yapamayacaklarını söyledik. Öncesinde olduğu gibi borçlar birikir, devlet bir yapılandırma çıkarır, faizleri siler ya da daha düşük faizle yapılandırır. Biz bunu talep ettik. Borçları inkar eden, ‘ödemeyeceğim’ diyen hiçbir belediye başkanı yok. Kaldı ki pandemi, deprem, ekonomik sıkıntılar belediyemizin gelirlerini giderleri oranında artırmadığı için hizmet yapma noktasında çok büyük zorluklar yaşıyorlar.” dedi.
Yapılandırma taleplerini de sık sık dile getiren Karalar; “Bizim yapılandırma talebimiz oldu. Yapılandırılmıyorsa, önce anapara sonra faizler alınsın. Yüzde 54 faiz işletiyorlar, ayda 4,5, yılda 54 ediyor. 100 TL borcunuzu ödüyorsunuz, önce 54 TL’yi faize, sonra 46 TL’yi anaparaya sayıyor. Bu bir haksızlık. Dolayısıyla bu, belediyelerimizin millete hizmetini engelleyen bir uygulama. Kaldı ki belediyelerin gelirlerini de artırmak durumundasınız. Şu anda verginin yüzde 6’sını belediyelere dağıtıyorlar. Bunun behemehal 8’e, bir sürede 11’e çıkartılması gerektiğini söylüyoruz. “Ekonomik kriz var, paramız yok.” diyorlar ama ben 2026’yı baz alıp buradan başlayabilirsiniz diyorum. Bunu da yapmak durumundalar. Aksi halde belediyeler hizmet yapamaz duruma gelirler. Dolayısıyla bu çabamız devam edecek.” şeklinde konuştu.
“Dış kaynaklar engelleniyor”
Dış kaynaklarla ilgili de belediyelerin engellendiğini açıklayan Karalar bu konuda ise şu açıklamalara yer verdi:
“Diyorlar ki ‘SSK ve vergi borcu olanlar dış kaynaklardan faydalanamayacaklar’. Eğer bir belediye başkanı dış kaynağı hazinenin garantisine gerek olmadan bulmuşsa, onu da rahat bırakmaları lazım. Biz benzer her zorlukta belediyelerimizin yanındayız ve güçlü olmaya devam edeceğiz. İnanıyoruz ki belediyelerimiz güçlendikçe milletimizin refahı da o ölçüde artacaktır. Geçmiş senelere oranla en çok araç dağıtılan yıl, bu yıl oluyor. Yaklaşık 450’nin üstünde araçla hibe ediliyor ki bu bir rekordur. İnşallah seneye bu sayıyı artıracağız.”
Karalar’ın konuşmasının ardından hibe edilen araçların temsili anahtarları belediye başkanlarına teslim edildi. Hibe edilen hizmet araçları Türkiye’nin dört bir yanına doğru yola çıktı.
Atıcılık sporu, hem hobi hem de profesyonel anlamda her geçen gün daha fazla ilgi gören bir alandır. Bu tutkunun merkezinde ise doğru ekipman seçimi büyük rol oynar. Hedefi tam isabetle vurmak isteyenlerin tercihi genellikle güçlü, dayanıklı ve yüksek performanslı havalı tüfeklerden yana olur. İşte bu noktada Hatsan Hercules 666 modeli öne çıkar. Yerli üretimin gururu olan Hatsan, geliştirdiği yenilikçi teknolojiler ve üstün tasarım anlayışı ile atış meraklılarına benzersiz bir deneyim sunmaktadır. Özellikle uzun mesafe ve yüksek isabet gerektiren atışlar için özel olarak tasarlanan Hercules 666, atıcılık keyfini profesyonel seviyeye taşır.
Hatsan
1976 yılında kurulan Hatsan, Türkiye’nin önde gelen havalı silah üreticilerinden biridir. Üretiminin her aşamasını kendi bünyesinde gerçekleştiren bu marka, yüksek mühendislik ve kaliteli işçilik anlayışıyla sadece Türkiye’de değil, dünya çapında da büyük bir kullanıcı kitlesine sahiptir. Hatsan’ın ürün yelpazesi, sportif atıcılıktan avcılığa kadar farklı ihtiyaçlara hitap eder. Özellikle dayanıklılığı, ergonomik yapısı ve hassas nişan alma kabiliyetiyle öne çıkan Hatsan havalı silahlar, yerli üretim avantajı ile fiyat-performans açısından da dikkat çeker.
Hatsan Havalı Silah
Hatsan havalı silah modelleri, hem yeni başlayanlar hem de profesyonel atıcılar için farklı seçenekler sunar. Bu silahlar, yüksek basınçlı hava (PCP), yaylı sistem ya da gaz piston teknolojisiyle çalışabilir. Hatsan, her modelinde kullanıcı konforunu ön planda tutarak, düşük geri tepme, yüksek isabet oranı ve uzun menzil gibi özellikleri bir araya getirir. Havalı silahlar özellikle hedef atışı, avcılık ve antrenman gibi alanlarda yaygın olarak tercih edilir. Hatsan’ın sunduğu geniş ürün gamı, kullanıcıların beklentilerine en uygun çözümü kolayca bulmasına olanak tanır. Estetik tasarımı ve ergonomik yapısıyla dikkat çeken bu silahlar, aynı zamanda güvenlik donanımlarıyla da ön plana çıkar.
Hatsan Hercules Havalı Tüfek
Hatsan’ın en güçlü PCP modellerinden biri olan Hatsan Hercules havalı tüfek, adından da anlaşılacağı üzere adeta bir güç simgesidir. 500 cc’lik çift hava tüpü sayesinde uzun süreli atış imkânı sunan bu model, yüksek namlu çıkış hızı ve olağanüstü isabet oranıyla kullanıcıları etkiler. Tüfeğin sahip olduğu Picatinny ray sistemi, dürbün ve lazer gibi aksesuarların kolayca monte edilmesini sağlar. Ayarlanabilir dipçik ve tetik hassasiyeti, kişisel kullanım konforunu üst düzeye taşır. Aynı zamanda çift taraflı kurma kolu, solak kullanıcılar için de büyük avantaj sunar. Hatsan Hercules, güçlü yapısı ve üstün performansıyla özellikle profesyonel atışçılar ve açık hava avcıları için vazgeçilmez bir tercihtir.
Sonuç olarak, atıcılık alanında performansı ve kalitesiyle fark yaratmak isteyen herkesin mutlaka değerlendirmesi gereken bir model olan Hatsan Hercules 666 havalı tüfek, teknik üstünlükleriyle rakiplerinden sıyrılır. Yerli üretimin güvencesiyle sunulan bu model, uzun ömürlü yapısı, yüksek atış kapasitesi ve ergonomik tasarımıyla kullanıcı memnuniyetini en üst düzeyde tutar. Hatsan markasının kalitesine güvenerek seçiminizi Hercules 666’dan yana kullanırsanız, atış deneyiminiz sadece hobi değil, aynı zamanda profesyonel bir tutkuyla bütünleşen bir yaşam tarzına dönüşebilir.
Turizm sektörü, insanlara yeni yerler keşfetme, farklı kültürlerle tanışma ve unutulmaz anılar biriktirme fırsatı sunar. Bu heyecan verici dünyada, kaliteli hizmet sunan güvenilir turizm firmalarının önemi büyüktür. 10 yıldır sektördeki başarılı çalışmalarıyla adından söz ettiren Grand Alfa Travel, özellikle GAP Turu ve Kapadokya Turu alanlarında uzmanlaşarak binlerce misafirin seyahat deneyimine değer katmıştır.
10 Yıllık Tecrübe, Güvenilir Hizmet
2015 yılında kurulan Grand Alfa Travel, turizm sektöründe edindiği tecrübe, müşteri memnuniyetine verdiği önem ve profesyonel ekibiyle kısa sürede Türkiye’nin önde gelen tur operatörleri arasında yerini almıştır. Kuruluşundan bu yana yerli ve yabancı turistlere özel hazırlanan tur programlarıyla fark yaratan şirket, özellikle GAP Turu ve Kapadokya Turu konularında sunduğu hizmetlerle öne çıkmaktadır.
GAP Turu Medeniyetlerin Beşiğinde Yolculuk
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) bölgesi, Türkiye’nin en zengin kültürel miraslarından birine ev sahipliği yapar. Grand Alfa Travel’in GAP Turu programı, bu eşsiz coğrafyayı derinlemesine tanıma imkânı sunar. Şanlıurfa’dan Mardin’e, Gaziantep’ten Diyarbakır’a kadar birçok tarihi ve kültürel noktayı kapsayan bu turlar, hem geçmişe yolculuk yapmak hem de bölgeye dair eşsiz tatlar ve hikâyelerle tanışmak isteyenler için idealdir.
Grand Alfa Travel’in GAP Turu, sadece klasik rota ile sınırlı kalmaz. Misafirlerine Harran Ovası’nda gün batımını izleme, Halfeti’de tekne turu yapma, Göbeklitepe’nin gizemini yerinde keşfetme ve Hasankeyf’in tarihi atmosferinde yürüyüş yapma gibi deneyimler sunar. Rehberler, bölgenin tarihini ve kültürünü detaylı bir şekilde aktararak seyahati unutulmaz kılar.
Kapadokya Turu Masalsı Bir Coğrafyada Rüya Gibi Bir Tatil
Grand Alfa Travel’in sunduğu bir diğer gözde tur paketi ise Kapadokya Turudur. Peri bacaları, yer altı şehirleri, tarihi kiliseleri ve eşsiz manzaralarıyla Kapadokya, her yıl yerli ve yabancı binlerce turisti kendine hayran bırakır. Grand Alfa Travel, bu büyülü coğrafyayı konforlu ve profesyonel bir hizmet anlayışıyla keşfetmek isteyenler için kapsamlı Kapadokya tur programları sunar.
Kapadokya Turu kapsamında misafirler; Göreme Açık Hava Müzesi, Uçhisar Kalesi, Derinkuyu Yeraltı Şehri, Avanos çömlek atölyeleri gibi bölgenin en önemli noktalarını gezme fırsatı bulur. Sabahın erken saatlerinde düzenlenen balon turları ile güneşin doğuşunu gökyüzünden izlemek ise bu turun en özel anlarından biridir. Grand Alfa Travel, balon turu gibi opsiyonel aktiviteler konusunda da misafirlerine danışmanlık sağlayarak seyahatlerini zenginleştirir.
Konfor, Güvenlik ve Rehberlik Hizmetlerinde Üst Düzey Standartlar
Grand Alfa Travel, her bir tur programını misafir memnuniyetini ön planda tutarak hazırlar. Ulaşım araçları modern, konforlu ve güvenlik donanımlarıyla donatılmıştır. Konaklamalar, bölgenin en iyi otellerinde yapılırken, yöresel lezzetlerin sunulduğu restoranlarla iş birlikleri sağlanır. Alanında uzman rehberler, tarihi ve kültürel anlatımlarla misafirlerin gezi boyunca bilgi sahibi olmasını sağlar.
Şirketin öne çıkan özelliklerinden biri de her seyahatin kişisel bir deneyim haline gelmesini sağlamasıdır. Grupların boyutu optimum seviyede tutulur, böylece rehberlik hizmetlerinden maksimum fayda sağlanır. Özelleştirilebilir tur paketleri sayesinde misafirler, ilgi alanlarına uygun seyahat planları oluşturabilirler.
Misafir Memnuniyeti Odaklı Hizmet Anlayışı
Grand Alfa Travel’in başarısının temelinde müşteri memnuniyetine verdiği önem yatar. Şirket, tur öncesi bilgilendirme, rezervasyon süreci, seyahat esnasında destek ve tur sonrasındaki geri bildirimleri titizlikle değerlendirerek sürekli kendini yeniler. Yüksek memnuniyet oranı, Grand Alfa Travel’in en büyük referansıdır.
Tura katılan misafirlerin yorumlarında sıkça vurgulanan noktalar arasında rehberlerin bilgi seviyesi, programların dolu dolu ve dengeli olması, araç konforu ve konaklama kalitesi yer alır. Özellikle ilk kez GAP Turu ya da Kapadokya Turu yapmak isteyenler için Grand Alfa Travel güvenilir bir başlangıç noktasıdır.
Gelecek Vizyonu: Türkiye’yi Dünyaya Tanıtmak
10 yıllık geçmişine birçok başarı ve mutlu misafir sığdıran Grand Alfa Travel, yalnızca yurt içi turizmle sınırlı kalmayarak Türkiye’nin güzelliklerini dünyaya tanıtmayı da hedeflemektedir. Yurtdışı tanıtım faaliyetleri, yabancı turistlere yönelik özel turlar ve çok dilli rehberlik hizmetleriyle Grand Alfa Travel, global ölçekte bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.
GAP Turu ve Kapadokya Turu denilince akla ilk gelen firmalardan biri olan Grand Alfa Travel, 10 yıllık deneyimi, profesyonel kadrosu, kaliteli hizmet anlayışı ve müşteri memnuniyetine verdiği önem ile sektördeki yerini sağlamlaştırmıştır. Türkiye’nin kültürel ve doğal zenginliklerini keşfetmek isteyen herkes için Grand Alfa Travel, güvenilir bir yol arkadaşı olmaya devam ediyor. Detaylar için grandalfatravel.com a giriş yapabilirsiniz.