KONUKLARINIZIN SESİ 355

            Köylülerimiz mutlu mu? Esnafımız, asgari veya altında ücret alan işçilerimiz, emeklilerimiz, ekonomik sorunu olmayan aydınlarımız mutlu mu? Acaba villalarda, yalılarda, saraylarda yaşayanlar, yatlarla, özel uçaklarla gezenler mutlu mu? Gazetelerde yazmak, TV lerde anlatmak için, yeni analizler, yeni eleştiriler aramaktan başka bir iş yapmayanlar mutlu mu?

            Genelleyelim: Bir toplumda topluma zarar veren veya yalnızca akıl veren çok, üreten, toplumun yararına çalışan azsa bu toplumda birey nasıl mutlu olur?

           “Bu genel soruya yanıt arayalım” dedik. “Mutluluk üzere kim ne söylemiş” le başladık.

            (1) Freud, “mutsuzluk” u temel almış. Çünkü kapitalist toplumu kaçınılmaz kabul etmiş. Komünizmi insan doğasına, insanın sahiplenme duygusuna aykırı bulmuş. Mutsuzluktan kaçış yollarını tartışmış.

           (2) Değişik kaynaklarda çok sayıda mutluluk tanımları verilmiş. Mutluluk konulu makaleler, kitaplar yazanlar da var. Bu çalışmalarda ortak nitelik toplumdan bağımsız veya toplumu sabit bir etken alarak bireyin mutluluğunun tartışılması.

           (3) 1998 de Amerikan Psikoloji Kuruluşu Başkanı Martin Seligman yeni bir psikoloji alanı Pozitif Psikoloji’yi başlatıyor. Pozitif Psikoloji “Yaşamı yaşamaya değer kılan bilimsel çalışma” imiş.. “Pozitif Psikoloji, insanın düşüncelerini, hislerini, davranışlarını zayıflıkları yönünden değil, güçlükleri yönünden inceleyen; kötüyü onarmak yerine yaşamda iyiyi oluşturmaya çalışan; normalleşme savaşı verenlere yardımcı olmaya odaklanmak yerine, ortalama kişileri ele alıp onları muhteşem yapmaya çalışan bilimsel bir yaklaşım.” imiş. (Petersen 2008) Pozitif Psikoloji özellikle ABD ve Batı Avrupa’da, yani kapitalist toplumda çok ilerlemiş.

         9.8.2023 den öte dört yazımızda alıntılarımızı daha ayrıntılı vermişiz.

        (4) Mutlu olduğunu düşündüğümüz, tanınmış bazı kişilerin yaşam öykülerini özetledik: Arşimed, Epiktet, Resneli Niyazi, Çolak İbrahim, Turan Dursun.

         (5) Toplumsal savaşı, başarıları, sorunları, dertleri ve acılarıyla Atatürk’ümüzün yaşam öyküsünü de ana hatlarıyla yazmak istedik.

          Atatürk bireysel yaşamını yazmamış, belki önemsememiş de. Yalnızca bir mülakatındaki anlatısını özetledik. Bununla yetinemezdik, bundan sonraki yazılarımızda her kaynaktan yararlanarak Atatürk’ün bireysel yaşamını, mutluluk ve acılarını anlatmaya çalışacağız.

                                                                                                                                        Sağlıcakla,