GÜZEL GÜNLER ÇOK UZAKTA DEĞİL
Onu ilk gördüğümde, dolu bir salonda üniversitede öğrencilerine ders verir gibi hepsi yılların arıcıları olan insanlara arı zararlısı VARROA'yı anlatıyordu. Çıt çıkmadan dikkatle ağzından dökülenleri not aldı davetliler. Salonu avucun içine almış, sahneye çok hakim sanatçılar olur ya! Onlardan bile fazlası var. Konusuna hakim, bütün sorulara verecek cevabı hazır. Sadece teorik ders anlatır gibi anlatsa bu kadar konuya hakim olmak mümkün değil. Belli ki hocam aileden arıcı. Arıyı çocukluğundan beri biliyor, üstüne birde bilimi ekleyince dünyanın en iyisi ortaya çıkıyor.
Tanımaktan gurur duyduğum: Prof. Dr. Aslı ÖZKIRIM hocamızdan bahsediyorum. Bu hafta Avrupa Arıcılık Federasyonu Arı Sağlığı Bilim Kurulu Başkanlığına seçildi. Tam bir dünya kadını. Türk kadını kimdir, nedir, nasıldır, bilimin ne kadar içindedir. Bütün bu özellikleri üzerinde barındıran mermi gibi, fırtına gibi, konusunu çok iyi bilen ana dili gibi yabancı dillere hakim, sadece biyoloji de kalmamış, biyolojiyi hayatın içine sokmuş, bilimi üretimin hizmetine sunmuş. Aynı zamanda Arıcılık Merkezi Müdürü. Çok dolu bir insan.
Dünya arıcılarının baş belası VARROA'ya karşı savaşın kazanılmasında başrolde ki bilim insanımız. Sadece VARROA'yı yenmek ya da arıcıların diliyle VARROA'yı dökmekle iş bitmiyor. VARROA bir bit, onu dökünce arının üzerinde bıraktığı yaraların tedavi edilmesi gerekiyor ki arılar güçlü olsun, sağlıklı kalsın. Onu da hocamız çözüyor, dünyanın en iyisi oluyor. Türk kadınını en yüce makamlara taşıyor, dünyanın Türk kadınına bakışını değiştiren nadir insanlarımızdan biri. Sakarya'da ki 14. Arıcılık panelinde uzun uzun sohbet etme imkanımız oldu. Eengin bilgisinin yanında mütevazi duruşu, kendisini daha da güçlü yapıyor. Ne kadar şanslıyım diye geçirdim içimden; bir tarafımda bilimin zirvesinde Aslı hocam diğer yanımda gıda kontrolünün en yoğun yapıldığı ABD'ye bal ihraç edebilmeyi başarmış Sakarya Arıcılar Birliği Başkanı Mustafa ÖR. Karşı tarafımda oturan standartları en yüksek ülkelere arı malzemeleri üretip satabilen APİMAYE sahibi Muzaffer YILDIRIM. Lalapaşa'da en iyi balı üretebildikse bu tesadüf değil.
Hacettepe Üniversitesi ülkemizin arıcılık üzerine en çok kafa yoran kurumu. En ünlü bal markamız ANZER balı bütün analizlerini akademik çalışmalarını burada yaptırıyor. Türkiye yüz yıllardır üretimin hizmetine sokamadığı akademik bilgi birikimini, bilimsel üretim yaparak aşma yolunda çok ağır kaldı. Batının; Rönesans reformdan beri aşmaya çalıştığı bağnazlık direncini aşma mücadelesini yirmi otuz yılda kırmaya çalışıyor. Asıl istek tabandan gelmeli, tabandan baskı ve istek gelmiyorsa, kadınımıza kağıt üzerinde; İsviçre'den önce de versen seçme ve seçilme hakkını kadınımızın kullanması mümkün olmadığı gibi üretimde de aynı direnç devam ediyor. Bizi en çok zorlayan feodal yapı bağnazlığı, henüz bileklerimizde ve kafamızdaki zincirlerin anahtarını teslim alamadık ama motorları maviliklere sürmeye başladık artık.
Türkiye arı sayısı olarak Çin'den sonra ikinci sırada ama ne kovan kalitesinde ne de bal kalitesinde dünya standartlarını yakalamış değiliz. Çinliler bir kovandan yaklaşık 50 kg bal alıyorlar. Biz ortalama 10 kg mı geçemiyoruz. Diğer ürünlerde olduğu gibi bal kalitesinde de ne yazık ki çok gerilerdeyiz. Arı görmemiş bal üretiminde bizi geçenler var mıdır bilemiyorum ama her geçen gün kalitenin önemini öğreniyoruz. Çok yakında işin önemi daha da anlaşılacak. İnsanımız imkanları geliştikçe daha iyi beslenmeyi öğreniyor. Zararlı gıdalardan uzak durmaya çalışıyor. Günümüzde dış etkenlerden korunmanın ilk şartı vücut direncini arttırmak. Onu da en iyi doğal bal alarak yapabiliyoruz. Vücudun zararlılara karşı koymak için gerekli gerekli olan ama vücudumuzun kendi başına üretemediği anti oksidanlara sahip olmanın en kestirme yolu doğal ısıl işlem görmemiş ham bal. Yediğimiz ekmekten, peynire kahvaltıda ki zeytinden, kullandığımız şekere, kullandığımız kolaya, hatta çaya bile katkı maddeleri karıştığı zamanlarda yaşıyoruz. Konuya bu pencereden bakarsak önemi daha da anlaşılır aslında.
İlçemiz Lalapaşa'da en iyi balı elde edebilmek için 8 yıldır çalışmalar yapılıyor. Orman vasfını kaybetmiş alanlara aromatik bitkiler ekildi. Önce adaçayı açıyor, sonra karaçalı, ardından lavanta ve kekik. Bu yıl 2000 ıhlamur fidanı da ekilince arılarımız 4 mevsim beslenebilir hale geldi. Istranca dağlarının eteklerindeki meşe ormanlarında parayla satın alınabilecek en güzel ürünler elde edildi. Lalapaşa artık 419 bin nüfuslu Edirne'de 7000 iş yerinin bulunduğu dünyanın en büyük alışveriş merkezi İSTOÇ'a bal, lavanta tohumu, biberiye, lavanta yağı, adaçayı satabilen bir ilçe oldu.
Yakın zamanda Prf. Dr. Aslı ÖZKIRIM, ilçemize kurs vermek üzere gelecek. Programı geçen yıl yaptık, lakin şartlarımız ancak izin verdi. Aldığımız ekmeklerde kullanılan buğdayların içinde zararlı ilaç barındırmayan ne yazık ki yok. Bu da direk sağlıklı yaşamamızı etkiliyor. Önümüzdeki günlerde ata tohumu kara kılçık ve siyez budayını ekmeyi başarmış olacağız. Asıl başarı o zaman anlam kazanacak inşallah.