EDİRNE’NİN SEYYAHLARI

42 YILLIK HAYAL GERÇEK OLDU

Namık Babacan arkadaşımla tanışıklığımız 30 yıl kadar gerilere uzanır.

İlk tanıştığımızda Karaağaç - Edirne arasında minibüsüyle Karaağaç’lıları taşıyordu haftanın yedi günü.

Sohbet etmekten keyif alırdık ikimizde o yıllarda. Yaşamın akıp gittiği, iş, güç, kızanları yetiştirme hayata katma telaşıyla yılların hızla geçtiği gençlik yıllarımızdı.

Edirne’de Kentkart uygulaması başlayıp da bütün hatları birleştirme çalışmaları başlayınca “Bu iş artık yapılmaz” diyerek hattını devretti Namık arkadaşım.

Emeklilik geldi ardından, kızanlar da büyüyüp ekmekleri ellerine alınca ortak hayallerimiz gezme üzerine oluşmaya başladı. Buluştuğumuzda nasıl gezeriz, nerelere gideriz sohbetleri başladı aramızda.

Benim yılın belli dönemlerinde birkaç haftaya sıkıştırdığım hızlı gezilerimi takip ederek hep yüreklendirdi Namık beni. Karavan düşünüyordu arkadaşım ve gerçekleştirdi hayalini, hem de fazlasıyla.

Önce aldığı eski bir minibüsü sanayide marangoz arkadaşıyla hizaya soktu. Eşiyle birlikte gittiler, gezdiler birkaç ay kadar. Araçlarının eksikliklerini gördüler. Diğer karavancılarla tanıştılar, bu işi yapanların eksikliklerini nasıl tamamladıklarını, karavancılığı nasıl keyifli hale getirdiklerini gözlemlediler.

Babacan çifti dönüşlerinde eski karavanlarını elden çıkarıp biraz daha diri ve yeni bir araç alarak işe koyuldular.

Türkiye’nin en iyi ustalarıyla çalışarak her şeyiyle mükemmel bir karavan yarattılar. Dört mevsim, ülkenin her yerinde dere tepe, gece gündüz, yaz kış gezebilecekleri bir araçları vardı artık altlarında.

Bu yılın 13 Eylül’ünde marşa basarak çıktılar hayallerindeki yolculuğa. Karadeniz kıyılarından Doğu Anadolu’ya, Güneyin kadim kentlerinden Akdeniz’e doğru uzanan yolculukları devam ediyor. Yılbaşına kadar yollardayız mesajını verdi Namık arkadaşım.

Bütün ihtiyaçlarını karavanlarında görüyorlar. Yemeklerini yapıyorlar, geceleri rahat bir ortamda uyuyorlar, duş ve tuvalet imkanları da araçlarının içinde. Sabahları kahvaltı etkinlikleri adeta bir şölen gibi.

Türkiye’nin değişik bölgelerini gezerek yeni dostluklar ediniyorlar. Memleketimizin kültürünü, insanını, doğasını gözlemleyerek yöresel yiyeceklerin tadına bakıyorlar.

Bir hayal kurdular, yollardalar, geziyorlar ve yaşamanın mutluluğunu çıkarıyorlar.