BABA FİNGO

Kakava Ateşi dün Sarayiçi’nden bir kez daha yükseldi.

Edirne bahar havasında yine binlerce kişiyi ağırladı…

Bu yazı dün yazıldı, her yıl olduğu gibi coşkunun bu sabah da Tunca Nehri kıyısında doruğa çıktığını düşünmemek mümkün değil…

Gün aydınlanmadan Tunca’nın kenarında buluşan binlerce kişi bolluk ve bereket için nehrin suyunda el ve yüzlerini yıkar, dans edip eğlenir…

Kimi dileklerini yazdığı kâğıtları nehre atar; kimi ağaç dallarına bağlar, kimi de kırdığı yemyeşil dalları evlerine götürür…

Renkli görüntüler, Roman hükümdar “Baba Fingo” efsanesini yeniden anımsatır..

Ne var ki, “Baba Fingo”yu gören bir türlü olmaz!

Peki, nedir bu efsane?

**

Aşağıdaki satırlar Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi’nin Haziran 2010 sayısında yer alan Edirne Kakava Şenlikleri başlıklı yazıdan bir bölüm. Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Yrd.Doç.Dr.Selma Sol imzalı.Okuyalım: 

Romanlar, “suya girme” pratiğinin temelinde eski bir efsanelerinin yattığını söylemiştir.

Efsaneye göre, çok eski dönemlerde Romanların lideri sayılan “Baba Fingo” adlı, yiğitliğiyle ve yakışıklılığıyla ünlü bir hükümdarları varmış.

Ancak bu hükümdarın şarap ve kadın olmak üzere iki zayıf noktası vardır ki bir vesileyle düşmanları bunu öğrenir.

Düşmanları, niyetlerini sezdirmeden Baba Fingo’yu bir nehir kenarına götürürler ve sarhoş oluncaya kadar içki sunarlar.

İçkinin tesiriyle savunmasız hâlde kalıp kendinden geçen Baba Fingo’yu ölmesi için nehre atarlar.

Bunu öğrenen halk, derhal bütün su kenarlarını dolaşarak hükümdarlarını ararlar ancak bulamazlar.

O sırada gaipten bir ses gelir ve Baba Fingo’nun bundan sonra yaşamını nehirde sürdüreceğini ve hiçbir zaman ölmeyeceğini söyler.

Romanlara göre o gün bu gündür, her yıl Mayıs ayının 6’sında Baba Fingo’nun nehirden çıkacağına dair inanıştan kaynaklanarak suya girilir.

Hatta Baba Fingo’yu bulabilecekleri ümidiyle suya girmeleri ve onu aramaları, efsanevi hükümdarlarını çok mutlu etmektedir.

**

Turan Şallı, Edirne Kent Konseyi Roman Çalışma Grubu Başkanı, ‘Çingene’nin Çalgısı Kakava’nın Kahkahası’ adlı kitabın yazarı. Alttaki satırlar da işte onun kitabından:

Antik Mısır’da Firavun’un zulmü altında inim inim inleyen halklardan biri de daima hor görülmüş olan Koptlar yani o bölgenin o dönemdeki Çingeneleridir.

İnanışa göre, Koptlar’dan bir topluluk Firavun’un emriyle Hz. Musa’yı Kızıldeniz boylarına kadar kovalayan savaşçılar arasındadır.

Onu yakalamaları şartıyla Firavun’dan özgürlüklerini alacaklar ve üzerlerindeki eziyet böylelikle sona erecektir.

Başlarında ise “Baba Fingo” diye andıkları bir liderleri bulunmaktadır.

Efsanenin bu versiyonuna göre, Hz. Musa karşı kıyıya geçince Kızıldeniz kapanır.

Baba Fingo ve beraberindeki Kopt savaşçıları Firavun’un diğer azgın askerleriyle birlikte Kızıldeniz’in sularına gömülür.

Baba Fingo ölmemiş fakat lanetlenerek Kızıldeniz’in derinliklerinde hapsedilmiştir.

**

Şallı’nın bu satırları Trakya gezi com’daki “Baba Fingo’yu Beklemek” başlıklı yazı ile örtüşüyor..  Trakya gezi com’da ayrıca başka ayrıntı da var: “Baba Fingo Gelecek, Bütün Dertler Bitecek” ara başlık altındaki bölüm özetle şöyle:

Söylenceli tarihin belirsizliğine mahkum rivayetlerden birinde ise olayın mekanı değişiverir.

Baba Fingo ve beraberindekileri Hunlar’ın bozgunundan kaçmaya, bu defa Tuna Nehri’nden karşıya geçmeye çalışırken buluruz.

Mekanlar ve zamanlar değişirken Baba Fingo’nun akibetiyse hiç değişmez.

O yine sulara esirdir ve bir bahar sabahı sulardan çıkacak ve halkına yine önder olacaktır.

O gün bugündür Kakava’yı kutlayan Trakya’nın Romanlar’ı su boylarına inerler.

Hıdırellez le benzer ritüelleri olan Kakava’yı kutlarken, yörede “hıdırlık” denilen dere boylarında, maddi manevi tüm kirlerinden arınırlar ve onları zamanın ötesinden gelerek bu makus, bu kem talihlerinden kurtaracak olan Baba Fingo’yu beklerler.

Söylenceye göre Baba Fingo’nun üzerindeki asırlardır süren laneti, sulara hapsolunduğu böylesi bir bahar sabahı ortadan kalkacaktır.

Baba Fingo gelecek, Roman halklarının tüm sıkıntıları onun gelişiyle son bulacaktır.

**

TÜİK Nisan ayı enflasyon rakamlarını Kakava Şenlikleri arifesinde açıkladı.
Rakamlar yine ENAG’a göre evlere şenlik!
Türkiye enflasyonda dünya ülkeleri arasında dördüncü , Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada bulunuyor, hatta tüm Afrika ülkelerini dahi geride bırakıyor.
Alışverişi nereden yaptığı merak konusu olan TÜİK’e rağmen en “baba enflasyon” maalesef bizde…
Enflasyon 4 ayda asgari ücretin 2 bin 681 lirasını eritiyor…
Açlık sınırı asgari ücreti geçmiş bulunuyor.
Toplumun belli bir kesimi dışında herkes geçim sıkıntıyı çekiyor…
Araştırmalar Roman toplumunda ise derinleşen yoksulluğu en açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Baba Fingo bi’ gelse…
Gelmiyor işte!