Ülke korku filmine dönüştü
Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Hakan Çalışkan, AK Parti iktidarında özellikle ülkenin son dönemde yaşanan olaylarla korku filmi haline dönüştüğünü, halkınsa yüzde 45'inin açlık sınırı altında yaşadığını belirtti… Çalışkan, "Maalesef ki ülkemiz bir korku filmi haline dönüşmüştür. Kimin elinin kimin cebinde olduğunun bilinmediği bu süreçte, vatandaşlarımızdaki güven duygusu da iyice zedelenmiş durumdadır" dedi…
Olgay GÜLER
Yeniden Refah Partisi (YRP) İl Başkanı Hakan Çalışkan, AK Parti iktidarında özellikle ülkenin son dönemde yaşanan olaylarla korku filmi haline dönüştüğünü, halkınsa yüzde 45'inin açlık sınırı altında yaşadığını belirtti.
YRP İl Başkan Çalışkan, düzenlenen kahvaltıda basın mensuplarıyla bir araya gelerek ülke gündemini değerlendirdi. Çalışkan toplantıda, ülkede son dönemde yaşanan çocuk ve kadın cinayetleri, adalete duyulan güven kaybı, gıda sektöründeki hileli ürünler ve vatandaşın ekonomik sıkıntılarına değindi.
'ÜLKE KORKU FİLMİ HALİNE DÖNÜŞTÜ'
Ülkenin son dönemde korku filmi haline dönüştüğünü söyleyen İl Başkanı Çalışkan, "Maalesef ki ülkemiz bir korku filmi haline dönüşmüştür. Kimin elinin kimin cebinde olduğunun bilinmediği bu süreçte, vatandaşlarımızdaki güven duygusu da iyice zedelenmiş durumdadır. Sokak ortasında yaşanan vahşi cinayetler ve yaşanan her türlü kan donduran gelişmeler yüzünden, milletimiz caddelerde, sokaklarda kendilerinin veya evlatlarının başlarına nelerin geleceğinden endişe etmektedir.Son yaşananlar yüzünden marketten aldıkları bir gıda ürünüyle veya bir restoranda yedikleri yemekle ilgili de endişe duymaktadırlar" dedi.
'CEZA VE İNFAZ REFORMU HAYATA GEÇİRİLMELİ'
Devletin en önemli kurumlarına, özellikle yargı kararlarına güven duyulmadığını dile getiren Çalışkan, "Mahkemelerin verdiği kararlarla adaletin tecelli ettiğine kimse inanmaktadır. İstanbul'da geçtiğimiz günlerde 27 yaşındaki gencecik bir kadın polisimizi şehit eden zanlının, 26 suç kaydının olduğu ve bugüne kadar hiç tutuklanıp cezaevine girmediğinin ortaya çıkması yargı, ceza ve infaz sisteminin yeniden sorgulanmasına yol açmıştır. 26 suç kaydı olan bir kişinin her gözaltı sonrası serbest kalması, yargı sistemimizin sağlıklı çalışmadığının çok açık bir göstergesidir. Rutin bir şekilde 2 yılda bir yapılan İnfaz Yasası değişiklikleriyle adalet, yargı ve infaz sistemi adeta 'suçluyu kaydedip, salan' bir mekanizmaya dönüştürüldü. Suçluyu cezalandırmayan bir hale gelen infaz sistemi, güvenlik güçlerinin görev şevkini olumsuz etkilerken, toplumumuzda da büyük bir tedirginliğe yol açıyor. Bu konuda tüm siyasi partiler bir araya gelerek bir Ceza ve İnfaz Reformunu hayata geçirmeli, milletimizin adalete güveni yeniden tesis edilmelidir" diye konuştu.
'CEZALAR CAYDIRICI OLMALI'
İdam cezasının da TBMM gündemine alınması gerektiğini belirten Çalışkan, "Ayrıca milletimizin vicdanında derin yaralar açan Narin Güran cinayeti sonrasında bu gibi cinayet vakalarının önüne geçilebilmesi adına İdam Cezasının da TBMM gündemine alınması gereklidir. Yeniden Refah Partisi olarak, en başından beri cezaların caydırıcı olması gerektiğinin altını çiziyoruz. Bununla alakalı olarak geçtiğimiz aylarda Edirne İl Başkanlığı olarak Saraçlar Caddemizde İdam Cezası İstiyoruz diyerek imza kampanyası düzenledik ve çok sayıda vatandaşımız imza kampanyamıza destek oldular. Evet Bugün, Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu en önemli tehdit güven ve ahlâk bunalımıdır.İnsanlarımızın, güven duyacakları bir iktidara, ana muhalefete, kurumlara ve yargı sistemine ihtiyacı vardır.Şeffaf, adil ve ahlaklı bir düzen her insanın ihtiyacıdır, her toplumun ihtiyacıdır. Özellikle gençlerimizi güven ve ahlak bunalımından kurtarmak için ahlaki ve manevi kalitesi yüksek nesiller yetiştirmek şarttır. İşte bu nedenle Yeniden Refah iktidarında eğitim sistemi-müfredat ıslah edilecek" ifadelerini kullandı.
'HALKIN YÜZDE 45'İ AÇLIK SINIRININ ALTINDA'
Vatandaşın yaşadığı ekonomik sıkıntıları, rakamlardan örnek vererek anlatan Çalışkan, "Asgari ücret 17 bin TL, emekli maaşı 12.500 TL. Fakat açlık sınırı 21 bin TL'ye dayanmış yoksulluk sınırı ise 70 bin TL. Halkın %45'i açlık sınırı altında, %85'i ise yoksulluk sınırı altında yaşam sürmektedir. Vatandaşın banka borcu 6,6 milyar TL'den 3,5 Trilyon TL'ye, çiftçinin borcu 2,5 milyar TL'den 750 milyar TL'ye, KOBİ'lerin borcu 3,6 trilyon TL. 2024 yılının ilk 7 ayında 14.828 şirket kapanmış ve böylece 2023 yılının ilk 7 ayına göre kapanan şirket sayısı %28,3 oranında artmış, 2024 yılının Haziran ayında karşılıksız çek adedi 10.546 adet seviyesinde iken, Temmuz ayın bu rakam %149,9 artarak 26.351 adede yükselmiş. Karşılıksız çek tutarı ise 2024 yılı Haziran ayında 6,45 milyar TL iken Temmuz ayında 15,8 milyar TL'ye çıkmış. 2024 yılının ilk 7 ayında toplam karşılıksız çek tutarı, geçen yılın aynı dönemine göre %216 artarken, takipteki bireysel kredi kartı alacakları ise 2023 yılının Ocak ayında 7,4 milyar TL iken 2024 yılında 4,3 kat artarak 39,5 milyar TL'ye yükselmiştir. Bu yıl 1.25 Trilyon TL faiz ödenecek, Orta Vadeli Program'a göre 2025'te 1,85 trilyon TL faize verilen 1,25 Trilyon TL ile; 10 milyon asgari ücretlinin bir senelik maaşı ödenebiliyor. Çiftçinin tüm borcu ödeniyor, 500 milyar TL de artıyor. Bu rakamlara rağmen israfın yanı sıra 2023 Sayıştay Denetim Raporları, kamu kaynaklarının heba edildiğini, imtiyazlı holdinglere, iktidara yakın şirketlere kamu üzerinden haksız kazançlar aktarıldığını ortaya çıkarıyor" şeklinde konuştu.
'VERGİ SİSTEMİNİ ADİL HALE GETİRECEĞİZ'
Yeniden Refah iktidarında borç, faiz, zam, vergi ekonomisi yerine, üretim, istihdam ve ihracat ekonomisini kuracaklarını belirten Çalışkan, "Kamuda israfı önleyeceğiz. İmtiyazlılara haksız kaynak aktarımını durduracağız. Milli kaynak paketlerini devreye sokacağız. 81 il için hazırladığımız refah projelerimiz ile tarımsal üretim, sanayi üretimi artırılacaktır. Örneğin, güneş enerjisi potansiyelimizin yüzde 5'ini kullanıyoruz, birleşik barajlar projesi, düşük kalorili kömürden sıvı gübre üretimi, uranyum yerine borla çalışan nükleer enerji, kenevir ekimi, perlit, madenlerimizin zenginleştirilerek satılması gibi. Bu imkanlarla denk bütçeyi gerçekleştirip faiz canavarından kurtulacağız. Elde edilecek bu imkanlar millete asgari ücretliye, emekliye, memur, çiftçiye ve KOBİ'ye aktarılacak. Vergi sistemini adil hale getireceğiz. Buradan tüm vatandaşlarımıza sesleniyoruz; kapımız 'önce ahlak ve maneviyat' diyen, borç-faiz-zam-vergi ekonomisini değil üretim-istihdam-ihracat ekonomisini savunan, kuvveti değil Hakk'ı üstün tutan herkese açıktır" ifadelerini kullandı.