‘Tüketici tüketemeden tü-ken-di’
Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar, 15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü açıklamasında, Türk-İş'in Şubat ayı açıklamalarına göre; Açlık sınırının 16 bin 257 TL., yoksulluk sınırının da 52 bin 955.TL olduğuna dikkat çekerek, yaşanan her türlü krizin faturasının tüketiciye ödetilmesinin artık alışkanlık haline geldiğini söyledi…
Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar, 15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü açıklamasında, Türk-İş'in Şubat ayı açıklamalarına göre; Açlık sınırının 16 bin 257 TL., yoksulluk sınırının da 52 bin 955.TL olduğuna dikkat çekerek, yaşanan her türlü krizin faturasının tüketiciye ödetilmesinin artık alışkanlık haline geldiğini söyledi.
TÜKODER Genel Merkezi'nin 15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü dolayısıyla Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar tarafından paylaşılan açıklamasında, “Bugün sizlere tüketicilerin yaşam kalitesinin yükseldiğini, Evrensel Tüketici Haklarının ülkemizde karşılık bulduğunu, hak ihlallerinin yapılmadığını, tüketicinin yeterli sağlıklı gıdaya ulaşabildiğini, barınma sorunu yaşanmadığını, depremin kader olmadığını çürük binaların yapılmadığını yoksulluk ve açlık diye bir sorun yaşamadığımızı, doğayı çevreyi yeşili koruduğumuzu, anlatmak isterdik” diye başlanılarak şunlara yer verildi:.
“Ama anlatamıyoruz, çünkü tüketicinin sadece ismi kaldı, kendisi; Enkaz altında kaldı, Göçük altında kaldı, Sorumlusu olmadığı ekonomik krizin altında kaldı. Kısacası derin yoksullukla yaşam mücadelesi veren tüketici TÜ-KEN-Dİ yok oldu.
Yüzyılın en büyük felaketlerini yaşayarak açlık ve yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veren tüketici, verilen tüm vaatlere rağmen unutuldu ve sorunları ile baş başa kaldı. Her zaman olduğu gibi bilimin yerine rantın öne çıktığı ülkemizde depremin adı ÖLÜM olmuştur. Liyakatsizliğin, denetimsizliğin adı da kader olmuştur.
Tüketiciler sağlıklı güvenilir ekonomik gıdaya ulaşım sorunu yaşamaktadır. Bu kriz her geçen gün büyümektedir. Merdiven altı gıda üretimleri, taklit ve tağşiş ürün satışları çoğalmış olup tüketicinin sağlığı ciddi tehlike altında kalmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı gerekli denetimleri yapmamakta/yapamamakta yaptıklarının sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşmamaktadır.
Türk-İş Şubat ayı açıklamalarına göre; Açlık sınırı 16.257.-TL. Yoksulluk sınırı 52,955.-TL Yaşanan her türlü krizin faturasının tüketiciye ödetilmesi artık alışkanlık haline gelmiştir. Marketlerde her gün etiket değişmekte, çarşı pazarda tezgahların yanından geçilememektedir. Zamlar geldikçe ÖTV ve KDV artmakta olup tüketicinin tüketimden kaynaklı yükü artmaya ve tüketici yolunacak kaz görülmeye devam edilmektedir.
TÜKETİCİ TÜKETEMEDEN TÜKENDİ.
Türkiye dışındaki ülkelerde bulunan tüketici örgütleri, tüketiciler için dijital çağda tüketici sorunları ile, yapay zekanın tüketici üzerinde yaratacağı olumsuz sorunlara çözüm politikaları üreterek farkındalık oluşturma çalışmaları yaparken, Türkiye'deki tüketici örgütü olarak bizler; evrensel hakkımız olan Temel İhtiyaçlarımızın Karşılanma Hakkımızın karşılığını bulması için, yetkilileri harekete geçirmek, kamuoyu yaratmak için zamlar, açlık ve yoksulluk ile mücadele çağrısı yapmak zorunda kalıyoruz.
Barınma hakkımız yok olmuş, sağlıklı güvenilir konutlara ulaşamıyoruz. Başımızı sokacak ev kiraları asgari ücret tutarı kadar olmuş, bir aile kalabilecek konutlarda ikişer üçer aile kalmaya başlamıştır.
Yaklaşan deprem nedeniyle kentsel dönüşüm projeleri rantsal dönüşüm projelerine dönüşmüş, tüketiciler yerleşik yerlerinden uzaklaştırılarak, merkezi yerlerdeki kentsel dönüşüm rezerv alan düzenlemesi ile rantçıların önündeki uzayan mahkeme süreçlerinin önü kesilmeye çalışılmaktadır.
Ve her yıl olduğu gibi, 2024 yılında da zamlar, yoksulluk ve açlıkla mücadele ettiğimiz için, barınma, sağlıklı ekonomik gıdaya ulaşım, sağlıklı çevrede, güvenilir konutlarda yaşam hakkımızı sağlayamadığımız için kısacası evrensel haklarımızın karşılığı olmadığı için 15 Mart Dünya Tüketici Hakları gününü kutlayamıyoruz.
Bilinmelidir ki; biz tüketici örgütleri olarak bir yandan bu mücadelemizi sürdürürken, diğer yandan da dijital çağda sınır ötesi uygulamalardan kaynaklı yaşanan/yaşanacak olan tüketici sorunları ile de gerek ulusal gerekse uluslar arası mücadelemizi sürdüreceğiz.Çözüm önerilerimizin yasal düzenlemelere girmesi için örgütlülüğümüzü ve lobi çalışmalarımızı arttırmaya devam edeceğiz.
VE her yıl olduğu gibi; bugün, buradan bizi yönetenlerden taleplerimizi tekrarlıyoruz!
-Artık bizde 15 Martlarda dünyadaki tüketici örgütleri gibi dijital çağda tüketici sorunları konusunda farkındalık oluşturacak çalışmalar yapmak, yapay zekanın tüketicilere etkilerini tartışmak istiyoruz. Bu nedenle ülkenin gündeminden yoksulluk ve açlık sorununu çıkarın, barınma sorununu çözün.
-Elektrik doğalgaz vb. gibi bazı hizmetlerin kamusal hizmet olarak verilmesini sağlayın.
-Yıllardır ülkeye hizmet vermiş emeklilerin, asgari ücretlilerin, kısacası yoksulluk ile mücadele eden vatandaşlarımızın alım gücünü arttıracak yaşam kalitesini yükseltecek ücret/maaş güncellemelerini acilen yapın.
-Tüketici yanlısı politikalar oluşturun, tüketicilerin örgütlenmesini engellemeyin, tüketicilerin temsil hakkını kullandırın.
-Şehirlerin, ormanların, koruların, dağların, ovaların, meraların, yaylaların talanına son verin. Betonlaştırmadan vazgeçin,
-Suyumuzu özgür bırakın, suyumuzu zehirlemeyin,
-Tarım arazilerine göz dikerek ranta kurban etmeyin. Küresel şirketleri, doların yeşilini değil, halkı düşünün. Çevreyi, halk sağlığını zehirleyen maden ocaklarını kapatın.
-Depreme karşı can kaybını asgariye indirecek, tedbirleri derhal alın, bu konuda bilimin sesine kulak verin ve meslek odaları ile işbirliğini geliştirin.
-Tüketicinin can ve mal güvenliği ile güvenli konutlarda barınmasını sağlayın.
-Ayıplı bina üretenlerden tüketicinin maddi kaybının karşılanmasını sağlayın.
-Kusurları nedeniyle can ve mal kaybının artmasına neden olanlardan hukuk önünde gerekli hesap sorulsun.
-Yaşanan konut krizinin kaldırılması için yabancılara konut satışını durdurun.
TÜKODER (Tüketiciyi Koruma Derneği) olarak diyoruz ki; Tüketicilerin temel gereksinimlerinin karşılanması için iş istihdamı yaratmak, eğitim, sağlık ve adalet hizmetlerini ücretsiz hale getirmek, herkese sosyal güvence sağlamak yerine her tür hizmeti paraya bağlayan ve halkımızı dilenciliğe alıştıran anlayışa, Evrensel Haklarımızın Türkiye'de karşılığını bulması, zamlara, yoksulluğa, açlığa, hak ihlallerine karşı, TÜKODER olarak örgütlü gücümüz ile tüketicilerle birlikte yolumuza ve mücadelemize devam edeceğiz. Yaşasın tüketicinin örgütlü mücadelesi. Yaşasın TÜKODER.”