MERİÇ NEHRİ VE KIBRIS BARIŞ HAREKATI
Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ve yağış miktarlarının düşük olması nedeniyle Meriç Nehri alarm vermeye başladı.
Edirne Valiliği’nde ilçe kaymakamları, kurum müdürleri, ilçe tarım ve orman müdürleri, ziraat odası başkanları, çeltik birlikleri ve kooperatifleri temsilcilerinin katılımı ile geçtiğimiz hafta yapılan toplantıda Meriç Nehri havzasında tam zamanlı kapatma ve kademeli sulamaya geçilmesi kararı alındı.
Kürek yarışları için hazırlanan Karaağaç Tesisleri’nden Meriç Nehri’ne 600 bin metreküp su bırakılması kararlaştırılırken, Meriç İlçe Çeltik Komisyonu ise geçtiğimiz Cuma günü sabahından 24 saat süre ile Meriç Nehri’ndeki tüm pompaların kapatılması ve su alınmasını yasaklanması kararı aldı.
**
Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıldönümü KKTC’de 20 Temmuz Cumartesi günü coşkuyla kutlandı.
Meriç Nehri ve Kıbrıs Barış Harekatı…
Ne alaka?
Gelin resmi büyütelim…
**
Yüksek Mühendis Hüseyin Erkin, Devlet Su İşleri 11.bölge Müdür Yardımcılığı yapmış, aynı kurumdan emekli olmuş bir isim..
Üstelik mühendislik tahsilini DSİ adına burslu okuyarak tamamlamış.
“Edirne Su Kültürü” isimli kitabın yazarı…
Kitap 2023 yılının Ekim ayında yayınlandı…
Söz konusu kitabı noktasına, virgülüne kadar biliyorum…
Zira, yayımlanmadan önce gözden geçirmem için bana da iletmişti…
20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıldönümü ve Meriç’te kuraklık gündeme gelince işte o kitaptan bazı bölümleri anımsamadan edemedim…
**
Türkiye ile Yunanistan arasında ortak menfaatler gözetilerek ”Meriç Tabileri Islah Projesi” hazırlanır ve 1955 yılında Amerikan Harza mühendislik firmasına ihale edilerek detaylı bir mühendislik çalışması yaptırılır.
Proje, Türkiye 170 bin dekar, Yunanistan 116 bin dekar araziyi sulayabilecek, Türkiye 280 bin dekar, Yunanistan 220 bin dekar araziyi taşkından koruyacak hale getirecektir.
Hem de nehrin su yönetimi ortak anlaşmayla yapılacaktır.
Harza Projesi 1955 yılında uygulamaya başlanır.
Türkiye tarafının işini Edip Aydın firması alır.
Projenin maliyeti o günün değeriyle Türkiye’nin payı 30 milyon dolar, Yunanistan’ın payı 24 milyon dolar olmak üzere 54 milyon dolardır.
Proje takvime göre uzamış görünse de 20 Temmuz 1974 yılı Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar planlandığı şekilde yürütülür.
1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında askıya alınır.
Bu tarihte iki ülke arasındaki gerginlik dolayısıyla projenin İpsala Mandakoru mevkiinde Yunanistan’ın Peplos mevkiinden Meriç Nehri mansabına doğru Ege Denizi’ne döküldüğü noktaya kadar olan bölümüne el atılamaz.
Projeye göre Peplos bölgesinde bir kısım Yunan toprağı nehrin Türkiye tarafında, Ferre bölgesinde bir kısım Türk toprağı da Yunanistan tarafında kalır.
Ve, günümüz itibariyle üzerinden tam 50 yıl geçmiş olur!
**
Erkin, kitabının sonlarında çıkış yolu için şunları dile getiriyor:
“Türkiye ve Yunanistan ortak projesi olan Harza Projesi revize edilerek projeye kaldığı yerden başlanacak şekilde Meriç Nehri yatağı ve kıyı tahkimi yeniden yapılarak her iki ülkenin çıkarları doğrultusunda sulamalardan yararlanma ve taşkınlardan korunma konusu çözümlenebilir.
Edirne milletvekilleri bu proje için geçmişi iyi inceleyip hazırlık yapıp Dışişleri Bakanlığı’na konuyu anlatmalıdır.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı ile temas kurulup görüşmelerin başlanması sağlanmalıdır.
Türkiye ve Yunanistan hükümetleri tıpkı 1934 ve 1937’de olduğu gibi Teknik Daimi Komiteler kurularak, ortak mühendislik çalışmaları yapılarak geçmişte olduğu gibi proje yapabilirler.
Günümüzde bu ortak proje geçmişe göre daha kolay yapılabilir. Çünkü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş 1992'de imzalanan “Uluslararası Göller ve Sınıraşan Suyollarının Korunması ve Kullanılması Hakkında Sözleşme” ve 1997'de imzalanan “Uluslararası Suyollarının Ulaşımdışı Amaçlarla Kullanılması Hukukuna İlişkin Sözleşme” metinleri ve Türkiye - Yunanistan arasındaki antlaşmalar esas alınarak 187 km’lik sınır aşan su olan Meriç yatağı ıslah edilip temizlenerek 1926 yılı sınır anlaşmasına uygun olarak sınır son şeklini alır.
Oluşturulacak ortak proje ile yatak temizliği kıyı tahkimleri ve nehir üzerine uygun yerlere yapılacak rubber dam (kauçuk gövdeli barajlar) ile sudan ortak faydalanılarak sulama ve enerji üretiminde yararlanılmalıdır.
Bu sayede nehir yatağında kurak yaz ayı olsa bile sürekli yeterli su da bulundurulmuş olacaktır.
Bu projede yatak temizliğinde kullanılacak modern ekskavatörler olduğu gibi yüksek güçlü vortexs pompalarla kumun kolayca dışarı taşınması imkanı vardır.”
**
Meriç (TR), Evros (GR) ve Maritsa (BG)
Bir nehir, üç ülke, üç isim……
Bir de, 50 yıldır aynı resim!