Emek Platformu’ndan İmamoğlu’na destek!

Edirne'de DİSK, KESK, TMMOB ve TTB'den oluşan Edirne Emek Platformu tarafından, Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na destek amaçlı basın açıklaması gerçekleştirildi... Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın, çok sayıda sivil toplum kuruluşuyla vatandaşın da destek verdiği açıklamayı okuyan Edirne Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Orkun Otçu, diploma iptali ve gözaltı kararlarının, aynı zamanda demokrasinin en asgari ölçütü olan halk iradesine ve seçme seçilme hakkına yönelik de bir saldırı girişimi olduğunu söyleyerek,  "Türkiye, ne yazık ki hukuksuzluğun hüküm sürdüğü, Anayasa’nın fiilen askıya alındığı, demokrasiden söz etmenin mümkün olmadığı, liyakatin yerini yandaşlığın aldığı bir keyfiyet rejimi altındadır" dedi...

Olgay GÜLER

Edirne'de; DİSK, KESK, TMMOB ve TTB'den oluşan Edirne Emek Platformu tarafından, Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na destek amaçlı basın açıklaması gerçekleştirildi.

Edirne Emek Platformu tarafından, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptaliyle başlayıp, gözaltına alınması ve son olarak tutuklanmasıyla sonuçlanan sürece yönelik basın açıklaması gerçekleştirildi. Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın, çok sayıda sivil toplum kuruluşuyla vatandaşın da destek verdiği basın açıklamasını platform adına Edirne Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Orkun Otçu okudu. 

'DEMOKRASİ UTANCINA ŞAHİTLİK EDİYORUZ'

Demokrasiye ve halk iradesine duydukları saygıyı göstermek ve hukuksuz biçimde gözaltına alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile dayanışmalarını kamuoyuyla paylaşmak için toplandıklarını söyleyen Okçu, "İsterdik ki, ülkemizin aydınlık geleceğinden, demokrasiden, eşitlikten söz etmek için yan yana gelelim. İsterdik ki, barışı ve adaleti konuşabilmek için yan yana gelelim. Ancak ne yazık ki burada hep birlikte, bir kez daha, bir demokrasi utancına şahitlik ediyoruz. Hukuksuz diploma iptali kararı ve ardından yaşanan gözaltılar, sadece Ekrem İmamoğlu’na yönelik bir saldırı değil, aynı zamanda demokrasinin en asgari ölçütü olan halk iradesine ve seçme seçilme hakkına yönelik de bir saldırı girişimidir. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden sonra Hakkari, Mardin, Batman, Tunceli, Siirt, Van illeri ile başlayan, sonrasında Esenyurt ve şimdi de Şişli Belediyeleri’nde yapılan kayyum atamaları,hukuk eliyle yapılan siyasi darbelerdir.  Türkiye, ne yazık ki hukuksuzluğun hüküm sürdüğü, Anayasa’nın fiilen askıya alındığı, demokrasiden söz etmenin mümkün olmadığı, liyakatin yerini yandaşlığın aldığı bir keyfiyet rejimi altındadır" dedi.

'HAK, HUKUK, ADALET YOK'

Eğitim-Sen hakkında başlatılan soruşturmayı da eleştiren Okçu, "Daha dün sabah, yüz yılı aşan tarihsel birikimiyle bilimsel eğitimi; cemaat ve tarikatların karanlığına karşı aydınlığı savunan  Eğitim-Sen’e soruşturma açıldığı haberi ile güne başladık.Sendikal faaliyetleri nedeni ile sendikalara hukuki dayanaktan yoksun soruşturmaların açıldığı, dünyanın en büyük barosu olan İstanbul Barosu yönetiminin görevden alındığı, siyasi parti başkanlarının, milletvekillerinin, gazetecilerin, sanatçıların cezaevinde tutulduğu, özgür basının susturulmaya çalışıldığı  bir ülkede yaşamaktayız. Yargı bağımsızlığını yok eden, denetim mekanizmalarını çalışmaz hale getiren, Meclis’i etkisizleştirip, güçler ayrılığı ilkesini ortadan kaldıran tek adam rejimi, şimdi de gözlerini seçimsiz bir Türkiye’ye dikti. Hak yok, hukuk yok, adalet yok. İnsanlarımız aç, çocuklarımız sağlıklı beslenemiyor. Ülkemizin kaynakları bir avuç insana peşkeş çekiliyor, yandaş şirketlerin devasa vergi borçları affedilirken, vergi yükü emekçilerin sırtına bindiriliyor" diye konuştu.

'UMUDU VE CESARETİ BÜYÜTÜK KORKUYU YENECEĞİZ'

İktidarın aldığı her kararın halkın daha da fakirleşmesine, gençlerin geleceğe dair umutlarının azalmasına sebep olduğuna dikkat çeken Okçu, "Ama bu devran böyle gitmeyecek. Artık bu rejimin hiçbir meşruluğu yoktur ve bunu kendileri de iyi biliyor. Bu yüzden durmaksızın saldırıyorlar. Sadece kendilerine rakip gördükleri siyasetçilere değil, ülkemizin aydınlık geleceğine de saldırıyorlar. Gençlerimize saldırıyorlar, gazetecilerimize saldırıyorlar. Grev yapan işçiye, toprağını savunan köylüye saldırıyorlar. Baskı ve gözaltılarla yıldırmaya, korkuyu büyütüp, cesaretimizi kırmaya çalışıyorlar. Ellerinde yapabilecekleri başka bir şey de yok. O yüzden giderek saldırganlaşacaklar. Gezi’de yaptıkları gibi barışçıl gösterileri provoke etmeye,  hak arayışlarını kriminalize etmeye, bizleri korkutup meydanlardan uzaklaştırmaya çalışacaklar. Ancak, ne yaparlarsa yapsınlar asla teslim olmayacağız. Son bir haftada üniversitelilerin tüm Türkiye’ye hatırlattığı gibi, demokrasi mücadelesi sadece sandıktan ibaret değildir. Darbeye, diktatöre karşı mücadele sokakta, meydanlarda, umudu ve cesareti büyüterek kazanılır. Bizler, mücadele geleneğimizden gelen tüm birikimimizle, demokrasiden, özgürlüklerden, adaletten, halkların kardeşliğinden ve barıştan yana tavrımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Umudu ve cesareti büyütüp korkuyu yeneceğiz. Bizler milyonlarız ve tek adam rejimine karşı mutlaka ama mutlaka kazanacağız" şeklinde konuştu.