‘Edirne’ye ihanet etmesinler’

Edirneli iş insanı, 643'üncü Kırkpınar Ağası Mustafa Altunhan, Tunca ile Meriç nehirleri arasında kalan, kendisine ait işletmenin de bulunduğu adada Devlet Su İşleri'nin (DSİ) keyfi olarak istediği kurum ve kişilere izin verip, istemediklerine vermediğini iddia etti... Bülbül Adası'nın da bulunduğu bölgenin değerlendirilmesine izin verilmediğini savunan Altunhan, "Ben orada artık bir şey yapmayacağım, yapmak da istemiyorum. Yapacak olanların belki önü açılır ama Edirne’ye yönetici diye gelip, Edirne’ye ihanet etmesinler. Edirne’nin önünü kimse tıkamasın. Bundan sonra Edirne’ye kim ihanet ediyorsa, dilimin döndüğü kadar kendimi ifade edeceğim" dedi...

Olgay GÜLER

Edirneli iş insanı, 643'üncü Kırkpınar Ağası Mustafa Altunhan, Tunca ile Meriç nehirleri arasında kalan, kendisine ait işletmenin de bulunduğu adada Devlet Su İşleri'nin (DSİ) keyfi olarak istediği kurum ve kişilere izin verip, istemediklerine vermediğini iddia etti.

Edirne'nin yakından tanıdığı iş insanı Mustafa Altunhan, Tunca Nehri kıyısında kendisine ait tesisin de bulunduğu adada, DSİ'nin kurum ve kuruluşlara verdiği izin yetkisini keyfi olarak kullandığını belirtip, eleştiride bulundu. Konuyla ilgili Meriç Nehri kıyısında basın toplantısı yapan Altunhan, Bülbül Adası'nın da bulunduğu bölgenin değerlendirilmesine izin verilmediğini savunarak, Edirne'nin marka değerinin düşürüldüğünü belirtti.

'İNSANLARI İSTEDİKLERİ GİBİ OYNATIYORLAR'

Söz konusu bölgenin Edirne'nin çok büyük bir yarası olduğunu söyleyen Altunhan, "Orada insanlar bir şeyler yapmak istiyorlar ama maalesef önüne set çekiyorlar, bu seti de en güzel kim yapabilir? Set kim çekebilir? Devlet Su İşleri'nin işi hep set çekmektir. Seti çok güzel çekiyorlar. Ama burada da Edirne'nin en güzel adasının içine ediyorlar. Bu bana mı kaldı? Ama ben bu Edirne'nin yetiştirdiği acizane insanlardan birisiyim. Benim de orada yatırımım vardı, bir şeyler yapmak istedim. Yatırım yapan insanlar da oldu, milyonlarca lira para harcadılar. Bütün herkesi suçlamak istemiyorum ben burada. Daha önce benim şirketim Devlet Su İşleri'ne bir başvuruda bulunuyor. Şöyle ağır konuşacağım; 'Çingene'ye yetki vermişler, babasını kesmiş' derler ya, onlar da bir yetki almışlar eline, küçücük bir yetki ama insanları istedikleri gibi oynatıyorlar. İstediklerine izin veriyorlar, istemediklerine izin vermiyorlar. Yani kim onların değirmenine su taşıyorsa herkes işini hallediyor" dedi. 

'TAŞKIN SAHASIYSA İLK ÖNCE KENDİ TESİSLERİNİ KALDIRSINLAR'

Meriç Nehri kıyısında oluşan yapılaşmaya da dikkat çeken Altunhan, "Karşı tarafta ilk önce en büyük suçu işleyenler Devlet Su İşleri'nin kendisi. En baş köşede yatmalı-kalmalı, yemeli-içmeli çok güzel tesisleri var. Nehrin kenarını öyle bir kaplamışlar ki şimdi onları yapınca bizim askerimize, polisimize herkese saygımız çok büyük. Yan tarafında askeriye. Yan tarafında öğretmenler, yan tarafında polis. Arkadaşlar madem burası bu bölge tehlikeli bölge, bizim en önem verdiğimiz askerimizin, polisimizin, öğretmenimizin ne işi var orada? Oraları da olmaması lazım. İlk önce ve ilk önce Devlet Su İşleri kendisi terk etmesi lazım burayı. Burada garip insanların yerleri var. Herkes bir şey yapmak istiyor ama seslerin duyuramıyorlar. Madem burası taşkın sahası, sen kendi tesislerini ilk önce kaldıracaksın ki ondan sonra insanlara izin vermeyeceksin" diye konuştu. 

'EDİRNE'NİN ÇOK BÜYÜK YARASI'

DSİ'nin elindeki yetkiyi istediklerine kullandığını, istemediklerine kullanmadığını savunan Altunhan, "Kendilerinin elindeki yetkiyi istediklerine kullandırıyorlar, istemediklerine kullandırmıyorlar. Dünyanın en güzel şehirleri, nehir ve deniz kenarlarında. Ama bizim su kenarımızda ya 500 metre, ya 600 metre bir yer kullanılıyor. İnsanlar geldikleri zaman köprünün üzerinden fotoğraf çekiyorlar, köprünün üzerinden görüyorlar nehri. Bu nehir öyle bir kullanılmalı ki, Edirne’ye değer katmalı. Ben bunu Edirneliler için istiyorum. Dün Bakanımız geldi. Keşke buralara gelip baksaydı, ‘buralara bir şeyler yapın’ deseydi. Bülbül Adası, Edirne için o kadar büyük bir kayıp ki. Artık ben orada bir şey yapmayacağım, yapmak da istemiyorum. Yapacak olanların belki önü açılır. Oradan vazgeçtim, belki de benim için insanlara izin vermiyorlardı. Edirne’ye yönetici diye gelip, Edirne’ye ihanet etmesinler. Edirne’nin önünü kimse tıkamasın. Bundan sonra Edirne’ye kim ihanet ediyorsa, dilimin döndüğü kadar kendimi ifade edeceğim. Edirne’de ne aksaklık varsa, ne kötü oluyorsa kusura bakmasınlar ben bunları söyleyeceğim" şeklinde konuştu. 

'BÜLBÜL ADASI'NI MAHVETMESİNLER'

Edirne'nin marka değerinin çok düşürüldüğünü kaydeden Altunhan, "Ben bu memlekette birçok görev yaptım. Şimdiden sonra benim hiçbir şeye ihtiyacım yok. Ne siyaset yapmaya, ne para kazanmaya ihtiyacım yok. Bundan sonra benim misyonum; insanların önüne kim engel koyuyorsa onu deşifre etmektir. Bu sefer çok yumuşak şekilde geçiyorum ama şimdiden sonra sözlerim çok ağır olacak. Bunu da herkes bilsin. Bülbül Adası'nı mahvetmesinler. Bülbül Adası, bülbüllerin şakıdığı yer olsun. Edirne’ye değer katsın. Edirne’nin değerini çok düşürüyorlar. Hiçbir nehrimiz kullanılmıyor" ifadelerini kullandı.