CHP’den Bakan Tekin’e ‘görev’ tanımı!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, devletin kaynaklarının belirli yandaş, tarikat ve cemaatlere aktarıldığı mekanizmalar geliştirildiğini ifade ederek, akıl tutulması yaşandığını söyledi… Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e yüklenen Özçağdaş, "Milli Eğitim Bakanı, Diyanet İşleri Başkanı'yla eş başkan haline dönüşmüş. Milli Eğitim Bakanlığıyla birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı ülkenin kendi tabiriyle söylersem maarif işlerini organize ediyorlar. Milli Eğitim Bakanı'na kendisinin milli eğitim temel kanunuyla görevlendirilmiş bir devlet memuru olduğunu, bir kamu görevlisi olduğunu hatırlatmak isterim" dedi…

Olgay GÜLER
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, devletin kaynaklarının belirli yandaş, tarikat ve cemaatlere aktarıldığı mekanizmalar geliştirildiğini ifade ederek, akıl tutulması yaşandığını söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, partinin eğitim alanında yaşanan sorunlara dikkat çekmek üzere 18-19 Temmuz'da Ankara'dan başlattığı toplantılar kapsamında, Edirne'ye geldi. Kentte eğitim alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarıyla Edirne Belediyesi Meriç Sosyal Tesisleri'nde bir araya gelen Özçağdaş'a, CHP Edirne Milletvekili Baran Yazgan, Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın, CHP İl Başkanı Harika Taybıllı, parti il ve ilçe yönetim üyeleri katıldı.


'EDİRNE'DE ÜCRETSİZ TEMİZ SU VERİLEBİLİYORSA TÜM TÜRKİYE'DE VERİLEBİLMELİ'
Toplantıda konuşan Genel Başkan Yardımcısı Özçağdaş, Türkiye'nin en temel probleminin eğitim olduğunu söyledi. Edirne'de valilik ve belediye tarafından eğitimle ilgili başlatılan çalışmaların değerli olduğunu belirten Özçağdaş, "Edirne Valiliğini okul yemeği koalisyonu ve diğer bileşenleriyle birlikte yapmış oldukları ücretsiz su, simit, poğaça dağıtımı gibi dezavantajlı bölgelerdeki açlığa karşı verdikleri katkı, spor kursları gibi konular nedeniyle tebrik ediyorum. Bu Türkiye için de örnek bir uygulama. Deprem bölgesinde de her gittiğimiz ilde bunun çağrısını yapmıştım ama bu Sayın Milli Eğitim Bakanına da başka bir görev yükler. Eğer Edirne'de öğrencilere ücretsiz temiz su verilebiliyorsa Türkiye'nin geride kalan 80 ilinde de, başta deprem bölgesi olmak üzere çocuklarımıza ücretsiz temiz su verilebilmelidir. Tıpkı ücretsiz bir öğün okul yemeği gibi. Türkiye'de yapılan bütün araştırmalar öğrencilerin 1/3'ünün en iyimser rakamlarla ciddi bir yoksullukla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Bir önceki Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer okul öncesi öğrencilerine ücretsiz okul yemeği uygulaması başlatmıştı. Maalesef mevcut Milli Eğitim Bakanı'nın ilk değiştirdiği işlerden birisi bu oldu. Oysa sadece okul öncesi değil; ilköğretim ve ortaöğretime de ücretsiz yemek gelmesi gerekiyordu" dedi.


'EDİRNE'DE BİRLEŞTİRİLMİŞ OKUL KALMAMALI'
Edirne'de Trakya Birlik İlkokulu'nun Vali Fahri Yücel İlkokulu'ndaki öğrencilerle aynı binada eğitim görmesini eleştiren Özçağdaş, "Benim aldığım bilgilere göre Gazi İlkokulu, Meriç İlkokulu, Mimar Sinan Ortaokulu ve Trakya Birlik yıkılmış durumda. Bu nedenle de Trakya Birlik Vali Fahri Yücel İlköğretim Okulu'nda birlikte eğitime görüyor. Birleştirilmiş eğitim daha önce de söyledim, sabahın kör karanlığında, akşamın kör karanlığında çocuklarımızın kendi uyku düzenini bozan, onların güvenliklerini olumsuz yönde etkileyen, ailelerinin çalışma yaşam ritmini bozan ve onların öğrenme kapasitelerini olumsuz yönde etkileyen bir uygulamadır. Edirne'de tek bir okulda var gibi gözüküyor şu anda öncelikle. Buradan il milli eğitim müdürümüze sesleniyorum; Edirne'de bir birleştirilmiş okul sorunu kalmamalıdır. Bu bir bina kiralayarak olabilir. Bu bir başka tesisten yararlanarak olabilir ama 2024-2025 eğitim öğretim yılına Edirne birleştirilmiş okul uygulamasına son vererek başlamalıdır" diye konuştu.


'MAARİF MODEL ÇAĞDIŞI EĞİTİM MANİFESTOSUDUR'
AK Parti hükümeti tarafından tanıtılan Türkiye yüzyılı maarif modelini eleştiren Özçağdaş, "Türkiye yüz yılı maarif modeli Adalet ve Kalkınma Partisi'nin çağ dışı eğitim manifestosudur. Öyle bir manifestodur ki hiçbir ihtiyaç analizi yoktur. Öyle bir garabettir ki yazarı belli değildir. Hangi eğitim felsefesine dayandığı belli değildir. Kaynakçası yoktur. Hiçbir pilot çalışması yapılmamıştır. Ders programları bile hazır değildir. Sadece mevcut Milli Eğitim Bakanı ve onun görevlendirmiş olduğu dar bir grubun 100-150 yıl önceki hayallerine karşılık gelen bir tür zaman makinesine binip geçmişe gitme operasyonudur. Ben defalarca kendilerine iyi yolculuklar dilemiştim. Fakat Türkiye'nin öyle geçmişe gitme niyeti yok. Bulunduğu çağda laik, bilimsel, kamusal, parasız, demokratik, eşit eğitim istiyoruz. Bizim istediğimiz budur. Biz öyle hiç kimsenin kendi ideolojik saplantıları çerçevesinde ilerlemek istemiyoruz. Türkiye yüzyılı maarif modeliyle hem hukuk önünde Danıştay'daki davamız çerçevesinde hem de tüm mecralarda mücadele edeceğimizi buradan bir kere daha söylemek istiyorum" şeklinde konuştu.
'MİLLİ EĞİTİM BAKANI DİYANET İŞLERİ BAKANIYLA EŞ BAŞKAN OLMUŞ'
Devletin kaynaklarının belirli yandaş, tarikat ve cemaatlere aktarıldığı mekanizmalar geliştirildiğini ifade eden Özçağdaş, "Ortaokul seviyesinde yurt açmalar, bu yurtlara çocukların gitmesi için her türlü katkıyı yapmalar, mevcut yurtlara devletin parasal destek vermesi ve yoksul ailelerin çocuklarını oraya çekmek için bunu bir fırsat olarak kullanılması. ÇEDES adı verilen kerameti kendinden menkul birtakım görevlilerin sınıflara girerek 'annen öldü, ağla çocuğum', 'bak burada bir mezar var, bak çocuğum.', 'Şurada bir maket bunun çevresinde ibadet edelim' gibi hiçbir pedagojik karşılığı olmayan ve buna karşılık camilerde bowling oynatan akıl tutulması işler var. Milli Eğitim Bakanı, Diyanet İşleri Başkanı'yla eş başkan haline dönüşmüş. Milli Eğitim Bakanlığıyla birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı ülkenin kendi tabiriyle söylersem maarif işlerini organize ediyorlar. Milli Eğitim Bakanı'na kendisinin milli eğitim temel kanunuyla görevlendirilmiş bir devlet memuru olduğunu, bir kamu görevlisi olduğunu hatırlatmak isterim. Diyanet İşleri Başkanı ülkenin itikadi anlamda, inanç anlamında işlerini yerine getirecek, Milli Eğitim Bakanı da eğitim alanında işleri yerine getirecek. Buradan bu görevini, bu anayasal, üzerine yemin ettiği görevini bir kere daha hatırlatıyorum" ifadelerini kullandı.
'EĞİTİMİ GERİCİLEŞTİRME SEVDANIZDAN VAZGEÇİN'
AK Parti iktidarında nitelikli eğitimin sayın alınabilir meta haline dönüştürüldüğünü belirten Özçağdaş, "Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine, başta Sayın Bakan olmak üzere asıl olanın laik bilimsel, kamusal parasız eğitim olduğunu bir kere daha hatırlatıyorum. Öyle nitelikli okullarınız olmalı ki vatandaşlar çocuklarını devlet okullarına göndermeli. Siz bu eğitim sistemini mahvettiniz. Niteliğini kaybetmesine neden oldunuz. O yüzden bu piyasalaşma sevdasından vazgeçin, eğitimi gericileştirme sevdasından vazgeçin" dedi.
'BU ÜLKENİN ÇOCUKLARINA DEĞER VERMİYORSUNUZ'
Mesleki Eğitim Merkezleri'nde (MESEM) ölen çocuklara dikkat çeken Özçağdaş, "Siz bu çocukların güvenliğini dert ediyor musunuz? Güvenliğini dert ediyor olsanız her ay MESEM'lerde en az bir çocuk ölüyor. Size kaç kere; 'bu çocuklar neden ölüyor? araştıralım' dedik. Her seferinde reddettiniz. Sizin kendi iktidarınızdan başka, koltuklarınızdan başka değer verdiğiniz hiçbir şey yok. Siz bu ülkenin çocuklarına değer falan vermiyorsunuz. Veriyor olsaydınız dört gün işte, bir gün okulda diye yoksul aile çocuklarını 5100 lira gelir için oraları hapsetmezdiniz. Çocuklar iş gören değil, iş öğrenen çocuklar olması gerekiyor. Bu çocukları korumak hepimizin görevi. Eğer bir değerler eğitimden bahsedeceksek önce çocuklarımıza değer vererek başlamamız gerekiyor" diye konuştu.
'ÇOCUKLARA TELEVİZYONLARDA ŞİDDET KÜLTÜRÜ VERİLİYOR'
Eskişehir’in Tepebaşı ilçesinde 18 yaşındaki Arda K.'nin 5 kişiyi bıçakla yaralaması olayına da değinen Özçağdaş, "Şiddet toplumun her kesiminde var. Televizyonlarda şiddet var. Bu çocuklara sadece bir şiddet kültürü veriliyor televizyonlarda. Birtakım siyah takım elbiseler adamlar, istedikleri kişiyi vuruyorlar, istedikleri kişiyi öldürüyorlar ve kahraman oluyorlar. Çok havalı oluyorlar. Ülkeyi yönetenler, sürekli muhalefet partilerine hakaret ediyorlar. Toplumu kutuplaştırıyorlar, aşağılıyorlar. Şiddet gösterenler ya da suç işleyenler cezasız kalıyorlar. Kendi mafya bozuntularımız yetmiyormuş gibi dünyanın bütün mafyalarını Türkiye'ye ithal ettiler. Her ülkeden mafya Türkiye'de cirit atıyor. Bu iktidarın Türkiye'ye yaptığı en büyük kötülük şudur; asla bilimden yararlanmıyor, sürekli bir söylem üretiyor ve o söylem üzerinden kendi de inanıyor, yarattığı gürültünün içerisinde ülkeyi de maalesef kendisiyle birlikte sürüklüyor" şeklinde konuştu.
'ŞİDDET DİLİNE SON VERMELİYİZ'
Söz konusu olayı yaratan koşullara bakılması gerektiğine de dikkat çeken Özçağdaş, "Bu çocuğumuz da mağdurdur aslında. Sistem eğer onun geldiği bu durumu görememişse bugüne kadar bunun sorumlusu aslında bu sistemdir. Elbette yaptığı suçtur, cezasını çekecektir ama sonuçta bunu yaratan koşulların ne olduğuna bakmamız lazım. O yüzden şiddet diline son vermeliyiz Türkiye'de. Bunun için tüm bilim insanlarından yararlanmalıyız. Bunun Türkiye için bir erken uyarı olması umut ederim. Maalesef başka ülkelerde, bazı okyanus ötesi ülkelerde bunların farklı farklı çeşitlerini gördük. Avrupa'da gördük, Amerika'da gördük. Dolayısıyla Türkiye'nin yol yakınken bilimden yararlanarak bu şiddet sorununu çözmesi gerekir" diye konuştu.


CHP İl Başkanı Harika Taybıllı da, toplantıda eğitim sorunlarının masaya yatırılacağını belirtip, Özçağdaş'a teşekkür etti.

Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın ise; Edirne'de eğitim alanında yapılan çalışmalara değindi. Akın, "Edirne’mize bir okul kazandırmada Edirne Belediyesi çok ciddi bir adım atmış oldu. Zaten sivil toplum kuruluşlarımızla sürekli temas halindeyiz. Öğrencilerimiz için neler yapabiliriz, özellikle dezavantajlı mahallelerimizdeki Roman öğrencilerimiz için neler yapabiliriz, bu da seçildikten hemen sonra önceliğimiz oldu. Görüyoruz ki gittikçe eğitimdeki kalite yavaş yavaş Edirne özelinde düşmeye başladı. Edirne her zaman sınavlarda üst sıralardaydı, bu başarının geriye düşmesi hepimizi kaygılandırıyor” dedi.