DOLAR 42,5354 0.07%
EURO 49,5729 -0.06%
ALTIN 5.745,37-0,12
BIST 11.007,370,81%
BITCOIN 3795088-0,35%
Edirne

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

204 okunma

ÖZGÜRLEŞME ÜZERİNE

ABONE OL
9 Temmuz 2025 13:17
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Fikri takip açısından eski yazıları anımsamak gerekiyor. 9 Kasım 2023 günlü Solduyu’da CHP Genel Kurulunda kazanan Özgür Özel için şöyle demiştim: “Özgür, önce kendini özgürleştirip partiyi özgürleştirebilirse ülkede de özgürleşme sağlanır.”

Çetin Altan; ‘Batı kültüründe düello, doğu kültüründe pusu vardır’ tespitini yapmıştı. Birçok siyasi dava daha adliyeye düşmeden iktidar mektupçusu basın yayında görülmekte ve kararlar verilmektedir.O nedenle de hukuk pusu işine yarar oldu.

Bu topraklarda adalet özellikle de devlet vatandaş arasındaki adalet hiç toplumdan yana olmadı. İktidar adayları muhalefette iken devletin uygulamalarına karşı avukat idiler ama iktidara gelince savcı oldular. Nihayetinde AKP de aynı söylemle gelmişti 23 yıl önce.

Ne yaman çelişkidir ki 1950 yılından beri birkaç koalisyon dışında tek başına hiç iktidar olamayan CHP hep suçlandı. Çünkü cumhuriyeti çekemeyen gizli akıllar kuruluşu yanlış bulduklarından ‘CHP muhalefet de olsa hep iktidar’ algısını sürekli yaydı. CHP’de kurucu parti olduğu gerekçesiyle hep devletçi oldu. Toplumun aydınlanması konusunda ürkek, titrek ve devletten yana tavır takındı. Partinin altı ilkesi dahil özgürlükleri ve emeği savunamadı. Ne yazık ki ilkelerini ve kendini savunamadığı gibi güçlü ve örgütlü muhalefet edemedi.

İşte bu kez CHP farklı bir konumda. İktidar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile devlet oldu. Anayasal tüm kurumları tek elden yöneterek bunları değersizleştirme ve muhalifleri de karalama ve bölmeyi hedefine koydu.

Geçmişin hataları hepimizin hatasıdır diyerek özeleştiri yapıp geleceğe bakalım. Öncelikle kutluyorum Sayın Özgür Özel’i. Kendisinin özgürleştiğini ve partilileri de özgürleştirmeye çalıştığını görüyorum. Yargının yönlendirilmeye çalışıldığı kuşkusunun her gün arttığı bir durumda susmadan ve tüm muhalefeti toparlayarak adaleti arıyor.

Daha neler yapılabilir sorusunu üst kadrolar gibi bizler de sormalı ve tabandan gelen önerilerimizi duyurmalıyız. Öncelikle iktidarın yarattığı gayrimeşru zenginliklere dair dosyalar ve geçmişte görevden alınan veya seçimi kaybeden AKP belediye başkanlarının dosyaları savcılara ve halka sunulmalıdır. Elbette hiçbir savcı bunu sorgulamaya cesaret edemeyebilir. O nedenle bu talebi halkın sahiplenmesi sağlanmalıdır.

CHP belediyelerinin de içinde çürük elmalar olabilir. Bunu iç soruşturmalarla deşifre edip parti ile ilişkisini kesmek gerekir. Bu özgüven ile savunmayı bırakıp hamleye geçmek ve topyekûn bir temiz toplum talebi halka mal edilmelidir. Bu talep yükselirse bir aşamada yargı da harekete geçmek zorunda kalacaktır.

Belediye yasasında ‘… yapar’ sözcüğüne ‘… yaptırır’ sözcüğü eklendiği günden beri CHP’li belediyelerin ‘yapar’ kısmına sadık kalıp temel hizmetleri sosyal belediyecilik olarak yapmasını savunan birçok insandan biriyim. Dünya sermayesinin yerelleri ele geçirmesi olan neoliberal uygulamaların yağmayı getirdiğini yıllardır yazdık. Bu ilişkilerde her tür pisliğin olacağı da belliydi. Bugün yapılacak olan bundan dersler çıkarıp şirketler aracılığı ile iş görme pratiğinin karşısına yeni halkçı ve kamusal işlerin doğrudan belediyeler aracılığı ile görüleceği bir model oluşturulmalıdır.

Yerel yönetimlerde görev almış olan tüm CHP yetkililerinin göreve geldiklerinde ve şimdiki mal varlıkları kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Bu görev sadece CHP kadrolarına bırakılmamalıdır. Tüm CHP üyeleri ve muhalif dostlar da siyaset yapmalı ve ellerindeki bilgi ve belgelerle evlerden işyerlerine, kahvelerden köylere gerçekleri anlatmalıdır. Bu partililer ve tüm muhalifler arasında dostlukları sağlayacak ve dayanışma duygularımızı geliştirecektir.

İşin özü şimdi özgürleşme zamanıdır. Bizler sorumlu ve özgür yurttaşlar olarak cumhuriyeti savunmaz isek cumhuriyete “çamur, kanlı darbe”, “reklam arası” diyenler artacak ve Cumhuriyet içinde “mutlak butan” kararı verebilecekler artacaktır.

Ve tüm bu değişimi önce kendimizde ve sonrasında siyasetlerimizde yapabildiğimizde cumhuriyetimizi; Selçuk Candansayar ile Selami İnce’nin yazdığı, “Sevgili Zalim Cumhuriyet” ten ‘Sevgili Demokratik Cumhuriyet’e dönüştürebiliriz.

    En az 10 karakter gerekli