DOLAR 42,5354 0.07%
EURO 49,5729 -0.06%
ALTIN 5.745,37-0,12
BIST 11.007,370,81%
BITCOIN 3814103-0,06%
Edirne

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

438 okunma

NE İÇİN EĞİTİM?

ABONE OL
27 Ağustos 2025 12:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yeni eğitim dönemine yaklaştığımız bu günlerde eğitime ulaşmanın zorluğunu, çalışanların emeğini,okulların güvenliğini, okul alışverişlerini,okul araç servislerini, yoksullaştırılan aile çocuklarının sorunlarını, eğitimin maddi koşullarını konuşmak varken eğitimin amacı maalesef daha önemli konuma geldi.

Eğitim insan içindir. İnsanın birbiriyle ve doğa ile ilişkisinin kurallarını kuşaktan kuşağa aktarmak ve yeni doğrulara kapılar açmaktır. Eğitim bu önemli amacından çıkarılarak insanların, egemen olana biat etme amacına yöneldiğini görüyoruz. Haklarını bilip de koruyan değil bilmeyip kul olan insan istenmektedir. Oysa eğitim; görmeyene göstermek, duymayana duyurmak, tatmayana tattırmak, değmeyene değdirmek, konuşmayanı konuşturmaktır. İnsanı, ‘insan’ etmek ve eylemektir.

Özellikle aydınlanmayı yaşamamış, her inancın garantörü olan laiklik ilkesi kavranmamış ve hilafetten gelen kurallardan sıyrılamamış ülkemizde eğitim amacı önemlidir.

Bugünün toplumun temelleri dün atılmıştı ve yarınınkiler de bugünlerden atılıyor. Uğur Mumcu gibi aydınlar 1990’lı yıllarda bugünleri anlatmıştı ve her makamın imam kökenliler tarafından doldurulacağını, yasa ile olmasa da fiilen hilafetin uygulanacağını söylüyordu. İnanmadık, gülüp geçtik, o kadar da olmaz dedik.

Eğitim Bakanlığı programlarında olmaması gereken din eğitimi tüm inançları kapsayacak şekilde okullarda verilebilir. Laik eğitimde sadece egemen anlayışın inancı öğretilemez. İnançlar özel alandır, kişiye has özel çıkar beklentilerini karşılar. Devlet; bu inanç sahiplerinin gönüllü, örgütlü ve fedakâr bir şekilde inanç ortaklarına verebilmesinin garantisini sağlamalıdır. Yani Müslüman camide, Hristiyan kilisede, Musevi Sinagogda ve diğer inançlarda kendi merkezlerinde inancını kendi önderleri ile öğrenmelidir.

Ülkemiz laik bir hukuk devletidir. Ancak eğitim kurumlarında pozitif bilimlerden çok dini eğitim verilmeye başlanmıştır. Yine eğitim kurumları kamunun hamiliğinde çalıştığı aşikâr olan inanç amaçlı özel kurumlara açılmaktadır. Bu durum geleceğin toplumunu yaratma amaçlıdır. Bunu bugünden görmek ve art niyetli çalışmalara yurttaşlar olarak karşı olunmalıdır. Aksi halde toplumda rıza hali oluşmaktadır ki yarın önümüze tercih geldiğinde büyük çoğunluk oluşturulan düzene razı olacaktır.

Bu durum sadece iktidarın uğraşmasını da aşan bir durumdur. Dünya sistemini kurgulayanlar bölgenin yeniden düzenlenmesinde ülkemiz yönetimlerini zorlamaktadır ki iktidarlar da kendi kişisel çıkarları için bu duruma uyum sağlamaktadırlar.

Okul servis araçlarında, okullarda kız erkek öğrencileri ayırma girişimleri, bazı okullarda okul forması denilerek başörtüsünün zorunlu hale getirilmesi, ödev gruplarından kızlı erkekli gruplara çekince konması, kız öğrencilerin kot-tayt-kısa etek gibi giyecekleri giymelerine kısıtlamalar getirilerek sözde yönlendirme ve baskılar ile engellenme çalışmaları rıza toplumuna yönelimin göstergeleridir.

Yazılı ve görsel basın, sosyal medya ile de bu gidiş yönlendirilmekte ve dünyada özgürlüklerin dini öğelerle yasaklandığı ülkeler yönetenlerin ağzından çıkan beyanlarla övülebilmekte ve örnek gösterilmektedir. Taliban yönetimine teslim edilen Afganistan’da kadının günlük yaşamdan koparılıp eve hapsedildiğini hepimiz en basit bir arama motorundan görebiliriz. Ama lobi çalışması yapan bir grubun öncülüğünde bu ülkeye geziye götürülen Yeni Şafak Gazetesi’nde Yasin Aktay (6-7 Ağustos), Akşam Gazetesi’nde Murat Özer (15-17 Ağustos) gezi anılarını yayınladı. Tamamen Afganistan yönetenlerinin düşüncelerinden oluşan görüşlerde halktan kimsenin görüşü olmadığı gibi bütün dünyanın gördüğü yoksulluk ve baskılardan da bir cümle olmamasının amacı; ülkemizde de dini yönetimlerin altyapısına kolon yapmaktır. Kabil’in son derece modern bir şehre dönüştüğünü, yıkımın etkisini de neredeyse hiç görülmediğini ve kentte sükûnet ve huzur olduğunu yazmışlardır. Taliban’ın toplumsal barışı sağladığını ve bir başarı öyküsü yazdığını söylemektedirler. Kadınların durumunda ise “kadınların eğitimine engel olmayız” diyen sadece idarelerin görüşleri var.Bu tür yazıları, notları, öğütleri belirli gruplardan yıllardır dinliyoruz ve daha da çok dinleyeceğiz

Kentimizin, bölgemizin cumhuriyet kenti, özgürlükler diyarı olmasıyla övünürüz. “Giyimimize, yemeğimize, yaşayışımıza karışmasınlar yeter” demek yetmez. “Bu teknoloji, iletişim ve bilgi çağında hiç kimse şeriatı, din kurallarını topluma dayatamaz” diyerek pasif kalmak geleceği görememektir. Şeriat veya faşizm toplumsal uzlaşı ile gelmez, rıza ile veya zorla gelir, egemenlerin yazdığı ve ‘yasal’ dediği sözde hukuk yaptırımları ile gelir.

Ne zamanki bizler eğitimin ne için olduğunu anlayıp yönümüzü çizdiğimizde bu tür hukuk dışı ve anti laik uygulamalar talep görmeyeceği gibi toplumun da yönü netleşecektir. Bilmeliyiz ki; özgürleştirmeyen eğitim aptallaştırır.

    En az 10 karakter gerekli