Olgay GÜLER
Edirne’de her ay farklı konuyla toplanan Yerel Tarih Grubu’nda, bu ay kentin Lozan Barış Antlaş-masıyla kazanılan en değerli böl-gelerinden Karaağaç’ın tarihsel ko-numu ve bugünü konuşuldu.
Edirne Yerel Tarih Grubu’nun bu haftaki konusu kentin doğası ve mimarisiyle kendine hayran bırakan mahallesi Karaağaç oldu. Edirne eski belediye başkanları Güngör Mazlum ve İbrahim Ay’la birlikte çok sayıda davetlinin de katıldığı Edirne Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen top-lantıda, Trakya Üniversitesi eski rek-törü Prof. Dr. Osman İnci sunum yaptı.
‘KARAAĞAÇ PEK ÇOK SİYASİ VE TARİHİ OLAYA TANIKLIK ETMİŞTİR’
Karaağaç’ın yıllar içerisinde savaşlar, anlaşmalar, işgaller, direniş gibi pek çok tarihi olaya tanıklık eden bir bölge olduğunu söyleyen İnci, “17’nci yüzyılda nüfusun yüzde 99’u gayrimüslimken 19’uncu yüzyılda Osmanlı, yabancı tüccarlara Osmanlı topraklarında ikamet hakkı verir. Buna bağlı olarak demografik değişim hızlanır. Tren istasyonu açılınca, yapılaşma ve nüfus artışı hızlanırken, köyden ilçeye evrilir ve Karaağaç Belediyesi kurulur. Dutluk ve ipekböceği, koza fabrikaları, bağcılık ve şarap üretimi ve tarım gelişir. Karaağaç’ın geçmişten günümüze tarih sürecini inceleyen, araştıran çalışma sayısı sınırlıdır. Edirne hakkında yapılan çalışmalarda, yazılan eserlerde Karaağaç’ı anlatan bölüm ya birkaç satır ya da hiç yok. Oysa Karaağaç, Müttefikler Arası Trakya Hükümeti’nde iki merkezden birisidir. Karaağaç Mahallesi, yıllar içerisinde savaşlar, antlaşmalar, işgaller, direniş, referandum, devletlerarası el değiştirme ve mübadele gibi pek çok siyasi, tarihi ve sosyolojik olaya tanıklık etmiştir” dedi.
‘EDİRNE’NİN FETHİ YILLARINDA ADI MARAŞ KÖYÜ OLARAK GEÇMEKTE’
Karaağaç’taki mimarinin de bir çok lisans ve doktora tezine konu olduğunu anlatan Prof. Dr. İnci; “Yerleşim planlaması Grid mimarisi özelliklerini içerir. Karaağaç konut mimarisi, yüksek lisans ve doktora tezi konusu olmuştur. Özellikle mimar ve sanat tarihçilerinin ilgi odağı olmuştur. İlk ne zaman, kimler tarafından yerleşim alanı olarak kurulduğu konusunda bilgiler sınırlıyken, Truva kahramanı Agamemnon’un oğlu Orestes adına isimlendirildiği, Orestia veya Orestias adıyla Bizans döneminde antik kent olduğu düşünülmektedir. Buna karşın Karaağaç’ta antik kent bulgusu bulunamadı. Karaağaç’la ilgili 16’ncı yüzyıl öncesinde yazılı kaynağa rastlanamazken, Edirne’nin fethi yıllarında ‘Maraş köyü’ olarak geçmekte. 1543’te köy halkı anlaşamadığından Eski Maraş ve Yeni Maraş olarak ikiye ayrılır. Kaynaklarda Karaağaç olduğu değerlendirilen Eski Maraş’tan, ‘ormanlık, nehirlerle çevrili, serin, sakin’ olarak söz edilir. 19’uncu yüzyıl seyyahları da Karaağaç’tan ‘Rum Köyü’ olarak bahsederler. Karaağaç adının, yerleşimin güney kısmındaki Karaağaç ormanlarından geldiği tahmin edilirken, batılı seyyahlar 17’nci yüzyılda Karaağaç’tan bahsederler. Bazı seyyahlar, Karaağaç’tan ‘Kara Gach, Caragatch’ adlarıyla söz ederler” diye konuştu.
‘KADERİ BALKAN SAVAŞLARIYLA DEĞİŞTİ’
Kentte, 1912-1913 yılları arasında gerçekleşen Balkan Savaşlarıyla, Karaağaç’ın kaderinin değiştiğini belirten İnci, “30 Mart 1913’teki Londra Mütarekesi’yle Karaağaç, Midye-Enez hattının batısı müttefiklere bırakılmıştır. Enver Bey komutasındaki birlikler 21 Temmuz 1913’te Edirne’yi geri alarak, emrindeki gönüllülerle Meriç Nehri’ni geçerek Batı Trakya’ya ilerlemeye başladı. Bu süreçte tarihte ilk kez Batı Trakya Türk Cumhuriyeti kuruldu. Gümülcine başkentliğindeki cumhuriyetin, 55 günle ömrü kısa oldu. Kuvayi Milliye, ilk kez burada Balkanlar’da kullanılırken, bu oluşuma doğuda ‘milli’, güneyde ‘çete’ denildi. İstanbul Antlaşması’yla Karaağaç ve Dimetoka, tekrardan Osmanlı Devleti’ne katıldı. 6 Eylül 1915’teki Sofya Antlaşması ile Karaağaç Bulgarlara verildi. 1’inci Dünya Savaşı sonrası 27 Kasım 1919’daki Paris Neuilly Antlaşması Karaağaç, Dimetoka, Sofulu, Dedeağaç, Gümülcine ve İskeçe’yi kapsayan Batı Trakya’nın güneyi, ‘Müttefikler Arası Trakya Hükümeti’ adıyla Fransız askeri idaresine bırakılırken, Bulgarlar bölgeden çekildi. Hükümetin merkezleri olarak İskeçe, Gümülcine ve Karaağaç belirlendi. Hükümetin Valisi General Charpy, 1919’un mayıs ayında referandum yaptı. Bölgenin Osmanlı’ya ya da Yunanistan’a bırakılmasının oylandığı referandum sonucunda Yunanistan kazandı. Yunanistan, 23 Mayıs 1920’den itibaren Batı Trakya’yı işgale başladı. 11 Ekim 1922’deki Mudanya Mütarekesi’nde sınır Meriç Nehri olarak belirlendi. 24 Temmuz 1923’teki Lozan Barış Antlaşması sonucu Karaağaç ve Bosnaköy, Türkiye Cumhuriyeti Devleti topraklarına bağlandı. 15 Eylül 1923 tarihinde Karaağaç, törenle Yunanistan’dan teslim alındı. Lozan görüşmelerinde Atatürk’ün özellikle istediği Osmanlı borçlarına karşılık ve özellikle İzmir’in işgalindeki yıkım ve yağma karşılığı için Yunanistan’dan istenen 4 milyar Fransız altın lirası tazminatının, İngilizlerden borç istenmesine karşın ödenemedi. Türkiye ısrar edince Yunanistan, Karaağaç ve Bosnaköy’ü Türkiye’ye bırakmayı kabul etti” ifadelerine yer verdi.