
Olgay GÜLER
Edirne’nin Keşan ilçesi Kent Konseyi üyeleri, ilçeye bağlı 4 köyün sınırları içerisinde ‘Jeotermal Kaynak Arama Amaçlı Sondaj Çalışmaları’ projesine verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararına itiraz ve iptali için dilekçe topladı.
İlçeye bağlı Boztepe, Türkmen, Kılıçköy ve Akçeşme köyleri sınırları içerisinde yer alan, jeotermal kaynak aramak için yapılacak sondaj çalışmalarına yönelik projeye, ÇED gerekli değildir kararı verildi. Söz konusu projenin içinde üreticilerinin ürünlerini ürettikleri tarlaları ve hayvanlarını otlattıkları meralar olduğunu savunan Keşan Kent Konseyi üyeleri, ÇED kararına itiraz amaçlı dilekçe topladı. Toplanan dilekçeler, yürütmenin durdurulması istemiyle hazırlanan dava dosyasıyla birlikte Keşan Adliyesi’ne teslim edildi.

‘KAMU YARARI DEĞİL, ŞİRKETLERİN ÇIKARI’
Dosyanın teslimi öncesi Keşan Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yapıldı. Keşan Kent Konseyi Başkanı Uğur Özdağlı, siyasetçilerin köylüden, tarımdan söz açınca hep ‘Köylü milletin efendisidir’ sözünü söylediklerini belirterek, “Ama soruyorum size: Bugün köylü gerçekten efendi mi? Çiftçinin ürettiği buğday, mısır, domates masrafını bile karşılamazken, emeklinin cebinde çay parası yokken, hangi yüzle “efendimiz” diyorsunuz? Siz köylünün yanında değil, köylünün merasında, köylünün tarlasında gözü olanların yanında duruyorsunuz. Köylünün malı, üretimi bu kadar değerliyken siz stratejik olanı ürün değil, özel sektörün jeotermali ilan ediyorsunuz. Uruguay’dan angus, Sırbistan’dan et getiriyorsunuz. Aracıları zengin ediyorsunuz. Ama köylünün maliyetini artırıyor, merasını elinden alıyor, üretimden soğutuyorsunuz. Soruyorum size: Kime hizmet ediyorsunuz? Boztepe’nin, Türkmen’in, Kılıçköy’ün, Akhoca’nın, Hamzaderesi’nin tarlaları suya kavuşunca mı jeotermal aklınıza geldi? Yoksa siz baştan beri köylünün, besicinin malını “üstün kamu yararı” diyerek özel şirketlere aktarmaya mı geldiniz? Biz çok iyi biliyoruz: Kamu yararı diye dayattığınız şey aslında şirketlerin çıkarıdır. Unutmayın, pirinci, ekmeği, sebzeyi, meyveyi, ayçiçek yağını ucuza bulmak isteyen, önce çiftçinin yanında durmak zorundadır. Besiciyi korumadan, merayı savunmadan sofrada ucuz gıda olmaz! Bugün çiftçiyi, besiciyi yalnız bırakan yarın pazarda bir kilo domatesi, bir litre yağı, bir ekmeği bulamayacak” dedi.
‘TOPRAĞI SAVUNMAK, VATANI SAVUNMAKTIR’
Meselenin yalnızca bir mera veya ova olmadığını meselenin vatan toprağı olduğunu ifade eden Özdağlı, “Toprağı, merayı, ovayı savunmak demek, geleceğimizi savunmak demektir. Atalarımız kanlarıyla bu toprakları bize emanet etti. Biz de çocuklarımıza, torunlarımıza sahip çıkılmış, korunmuş bir vatan bırakmak zorundayız. Haydi, köylümüzün, besicimizin yanında dimdik duralım. Haydi, bu toprakların gerçek sahipleri olduğumuzu herkese gösterelim. Haydi, ‘üstün kamu yararı’ maskesiyle vatan toprağını şirketlere peşkeş çekenlere karşı sesimizi yükseltelim. Çünkü biz biliyoruz ki, toprağı savunmak vatanı savunmaktır. Merasını korumak geleceğini korumaktır. Ve bu mücadele, sadece köylünün değil, bütün milletin mücadelesidir” ifadelerini kullandı.

‘KARAR USULE AYKIRI’
Avukat Yılmaz Tuna da, ÇED gerekli değildir kararının, tamamen usule aykırı olduğunu belirterek, “ÇED olumlu kararı tamamen usule aykırı bir karardır. Çünkü halk toplantılarının çevre yönetmeliğine göre yapılması 9’uncu madde gereğince zorunludur. Burada kanaatimce Edirne Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından ÇED yönetmeliğinde ek 2’den yola çıkarak bu kararı verdiklerini belirtecekler. Ancak ek 2 listesindeki kararlar için verilmesi gereken karar ‘ÇED gerekli değildir’ değil ‘ÇED gereklidir’ kararı olmalı. Eğer ‘ÇED olumludur’ kararı veriliyorsa buna ilişkin halk toplantılarının yapılması zaruridir. Ama halk toplantısı yapılmamıştır. Onun haricinde proje tanıtım dosyasını incelediğimizde biz buna nasıl ‘ÇED olumlu kararı’ verildiğine dair şaşırmış vaziyetteyiz. Çünkü köyün su kaynaklarını, tarım kaynaklarını, meracılık faaliyetini ve proje tanıtım dosyasında hiç yer almayan ancak köy için turizm bölgesi haline gelen Boztepe tepesini hiç hesaba katmadan hazırladıkları proje tanıtım dosyaları köye zarar verici niteliktedir. En önemlisi de yürütmenin durdurulması kararı. Bu kararı bir an önce almamız gerekmekte” şeklinde konuştu.